MHP böyle gitmez!
MHP yönetimi halka direnmemeli. MHP Genel Başkanı, daha önce, R. T. Erdoğan için "Halk Saray'ın önünde toplanırsa ne yapacak?" mealinde konuşmuştu. Dip dalga sanılandan büyük. Ya bütün yurttan Balgat'a yürürlerse? Belki kullanılmaya elverişli birkaç genç toplarlar, bağırtmak, karşı koydurmak isterler. O gençler de dip dalganın büyüklüğünü ve halkın haklı talebini görünce geriye çekilirler.
Şu anda MHP'lilerin Balgat'ı sahiplenmesi mümkün değildir. Yenilmiş bir komutan ordunun başında!!! Bu mümkün mü? Siyasette de böyle...
Konjonktür oy devşirmeye çok müsaitken, müzmin tembellik sürse dahi, sandıklar oyla dolup taşacakken ağır bir yenilgi alınıyor.
Yönetim "Gitmeyeceğiz!" diyor. Nasıl motive olacak? Yeni bir dinamizmi nasıl kazanacak? Halka nasıl umut verecek?
MHP Genel Başkanı, 3 Kasım 2002 yenilgisinden sonra o akşam istifa etmişti. Kâğıttan tane tane okuduğu cümleleri hâlâ kulağımdadır:
"Başarısızlık şahsıma aittir. Seçim sonuçları büyük oranda netleşmiş durumdadır. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. Ortaya çıkan sonuçlar milletimizin hür iradesiyle yapılmıştır. Bu sonuca her kişi ve kurum saygı duymalıdır. MHP'nin bu seçimlerde baraj altında kaldığı görülmektedir. 2003 yılında büyük kurultayı toplayarak kutsal davamızı yeni bir yapı ve yönetim oluşturacağız."
Bu konuşmanın soru-cevap kısmı da var:
"Bahçeli, 'MHP'nin baraj altında kalacağı ihtimalini hesapladınız mı' sorusuna, 'MHP'nin böyle bir sonuç beklemesi hiç düşünülmemiştir' karşılığını verdi. 'Yaptığınız açıklama çekileceğiniz anlamına mı geliyor?' sorusuna, hedefinin 'partiyi hedefe taşıyabilecek genel başkan önderliğinde yeni bir yönetime kavuşturmak olacağı' karşılığını verdi. 'Aday olmayacak mısınız?' sorusuna da Bahçeli, titreyen bir sesle 'Böyle bir açıklamayı yapan, adaylığı düşünür mü efendim' karşılığını verdi." (Hürriyet, 4 Kasım 2002).
(Ara not: Bu tarihteki seçim yenilgi görülse de %8,5 oy, belki de Cumhuriyet tarihinin en başarısız hükûmetinin ikinci ortağının aldığı yüksek bir oydur. Diğer ortaklar silinirken MHP yine ayağa kalkmıştır. MHP Genel Başkanı'nın, ortaklıktan hemen önce Ecevitlerin Ülkücülere yönelik akıl almaz suçlamalarına rağmen 57. Hükûmet'te yardımcısı olduğu Başbakan Bülent Ecevit'e şaşırtıcı bir bağlılığı vardı. Bu bağlılığı çözemedim. Çözmeye uğraşıyorum. O kadar bilgi topladım, hâlâ yazmayı bitiremedim. Araya çok iş girdi, çok kitap girdi.)
MHP Genel Başkan yardımcılarından iki profesörden biri tarihçidir ve Cumhuriyet tarihini en iyi bilenlerdendir. Bu yenilginin ne manaya geldiğini ve mevcut yönetimle gidilirse nereye varılacağını en iyi tahlil edeceklerden biri odur. İttihat ve Terakkî'den beri siyasî hayatın med-cezirlerini inceleyip zamanımızla kıyaslasın bakalım ne çıkacak?
İhtiras gemlenemezse, akıl dumura uğrar!
Genel başkanlık adaylığı meselesini bir tarafa bırakalım ve daha önce yazdığım gibi "yeni inşa" için ne yapılabileceğini uzun uzun tartışalım. Bu tartışmalar yapılmadan, insanlar ikna olmadan netice alınamaz.
Milliyetçi Hareket'in âkilleri, aksakalları neredesiniz? Hani "Amasya Tamimi"?!