Merkez Bankası'ndan gelen alarm!
11 Mayıs Salı günü biz ekonomistlerin fazla mesai yaptığı günlerden biriydi. Arka arkaya önemli veriler geldi. Bunların içinde bence en önemlisi Merkez Bankası''nın açıkladığı Mart 2021 dönemine ait Ödemeler Dengesi İstatistikleri oldu. Veriye baktığımızda alarm veren iki konu var:
Birincisi; rapora göre, "Cari işlemler açığı, bir önceki yılın Mart ayına göre 2.124 milyon ABD doları azalarak 3.329 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Bunun sonucunda on iki aylık cari işlemler açığı 36.192 milyon ABD doları olmuştur."
Cari işlemler açığında yani aldıklarımız ve sattıklarımız arasındaki farkta azalma var gibi gözükse de, 12 aylık açık 36 milyar dolarla hâlâ sıkıntılı bir noktada. Rezervin bırakın sıfırı, -60 milyar dolar olduğu yerde bu rakam, kura baskı yapmaya yeter de artar bile. Ayrıca önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi turizm gelirleri açığın kapanması için gereken desteği sağlamayacak. Bu da yukarıdaki 36 milyar dolarlık açığı yıl sonuna doğru daha da artıracak.
Ancak alarm verdiren konu bu da değil. Ekonomiye güven varsa hasar ne kadar büyük olursa olsun telafi edilebilir. Lakin Türkiye, iç ve dış yatırımcının güvenini kaybetmiş durumda. Raporda şu cümleye dikkat edelim: "Portföy yatırımları 5.699 milyon ABD doları tutarında net çıkış kaydetmiştir."
Mart ayında yabancılar 5,7 milyar dolarlık çıkış gerçekleştirmiş. Peki Mart ayında ne olmuştu? Ekonomi yaz boz tahtasına dönmüş, Naci Bey görevden alınıp yerine Şahap Bey gelmişti. AKP''nin kafasına göre, piyasa gerçeklerinin tersine yaptığı işlerin maliyeti kaçan dış yatırımcılar olmuştu.
Olayın ne kadar ciddi olduğunu anlamak, güvenin nasıl kaybolduğunu ortaya koymak için bu rakamı geçmişteki çıkışlarla kıyaslayalım:
* 2000 yılı Kasım ayında 4,8 milyar dolar,
* 2008 yılı Ekim ayında 4,7 milyar dolar,
* 2020 yılı Mayıs ayında 4,6 milyar dolar olan çıkışlar dikkat çekiyor.
Yukarıdaki tarihlerin tamamı küresel ya da ülkemizdeki krizlerle ilgili. Böyle yüklü çıkışlardan sonra kurun arttığını da biliyoruz. An itibari ile dolar/TL''nin 8,25 üzerinde inatla kalması da bu güven eksikliğinden kaynaklanıyor.
İşin kötü tarafı şu; güven, gel deyince gelmiyor. Eylemler gerekli. AKP yönetimleri o kadar çok boş çıkan paket açıkladı ki, şimdi kuru kalıcı olarak düşürecek yeni dış sermaye girişi sağlamak çok zor.
İş sadece güvene bağlı dış sermaye girişi eksikliği ile kalmıyor. Emtia fiyatlarına dikkat edin demiştik, şimdi bir gün demir, bir gün bakır rekor kırıyor. Bu Türkiye için dış alemden gelen enflasyon demek. Girdi maliyetleri artıyor. Sanayimizin en fazla yarı mamul aldığı Çin''de bile üretici fiyat endeksi Nisan''da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,8 artış kaydetti. Demek ki Çin''den artık enflasyon da ithal edeceğiz.
Varmak istediğim nokta şu, enflasyon dışa bağlı yapımız ve artan emtialarla yukarı gitti ve gidecek, Lira değer kaybedecek. Kaybolan güvenle kaçmış yabancı sermaye de kolay kolay geri dönmeyecek. O zaman dolar/TL sizce ne olacak?
Salı günü Türkiye için önemli bir veri de sanayi üretiminden geldi. TÜİK raporuna göre sanayi üretimi yıllık %16,6 aylıkta ise %0,7 arttı. TÜİK, önceki iş gücü raporunda sanayideki istihdamın arttığını da söylemişti. Ancak kafamıza takılan konu şu: Biz o çalışan işçileri göremiyoruz, neredeler? TÜİK''in sanayi üretimi rakamında da iş gücü rakamı gibi hormon kalıntıları mı var?
Diyelim ki TÜİK masum ve biz yanılıyoruz. Sorunlar bitmiyor. Çünkü geçen yıl salgını boş verip krediyi dayayıp ekonomiyi şişirdik ama şimdi kredi etkisi bitiyor. Salgın ise patlıyor. Bu rakamlar kalıcı olacak mı?
Diğer nokta; kapanmadan sonra birikmiş, ertelenmiş talep, üretimi artırıyor, yani sürekli böyle canlı talep yakalamak zor. Ayrıca yaşadığımız tam kapanma da üretime ne kadar iyi gelecek önümüzdeki aylarda göreceğiz. Hükümetin istikrarsız salgın yönetimi ve aşı fiyaskosu da imalatı vuracak gibi duruyor.
Sözün özü, erken havaya girmemek gerek. Merkez, kaybettiği 128 milyar dolarla, rezervdeki 60 milyar dolar eksiyle, yiten yatırımcı güveni ile gelecek günler için alarm veren veriler yayınladı. Tabii ki gören gözler, duyan kulaklar için…
Tayyip Bey neden başaramayacak?
Güzel para vurdular!
Kemalist dış politika ve üretim devrimi
Ekonomide en kritik dönemeç
Moody’s not karar analizi
Türkiye’ye dolar desteği…
Faiz indirimleri geliyor!
Buluthan AKAR
Yenidoğan Çetesi'nin laciverti: Para odaklı sürücü kursları!
Hüseyin Macit YUSUF
Yoktan var ettiğimiz Cumhuriyet'i sonuna kadar koruyacağız
Yunus Arıkan
Şaşkınlığımdan, kendimi bulma halleri içindeyim
Ahmet GÜRSOY
Bu akıl neyin aklı?
Mehmet YARDIMCI
Namus ve ahlak, kazandığın altından daha değerli
Arslan TEKİN
Teğmenler Atatürk’ün askerleri mi, Erdoğan’ın askerleri mi?
Mehmet Şahincileroğlu
‘Uzak Şehir’den sezon rekoru
Arslan BULUT
Halkı uyandırıcı bilgi yaymak suçu!
Esfender KORKMAZ
Konut alma zamanı mı?
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL
Teğmenler suçlu mu?