Maarif Modeli’ne imam hatiplilerin itirazı
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”, Talim ve Terbiye Kurulu’ndan geçmiş, sonra Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin’in önüne gelmiş, o da imzayı basmış. Önümüzdeki dönem, bu modele göre eğitim yapılacakmış.
Bazı basın yayın organlarında çıkan haberlere göre, yeni “maarif müfredatı”nı kabul eden Talim Terbiye Kurulu başkan ve yöneticileri, imam hatip mezunuymuş. Modeli imzalayan Talim ve Terbiye Kurulu’nun başkan yardımcısı imam hatiplilerin derneği ÖNDER’de genel başkanlık da yapmış.
ÖNDER’in bu yeni model için sitelerinde bir raporları var. Dikkate alınması gerekli bir rapor. Buna geleceğim.
İmam Hatiplilerin özellikle örgütlenmesinin bir sebebi, geçmişte hakikaten horlanmaları ve hatta bu okulların kadük bırakılması için belli çevrelerin ellerindeki bütün imkânları kullanmaları... (28 Şubat vetiresi hâlâ hafızalarda, orta kısmını kaldırarak lise kısmını da kendiliğinden bitirmek istemişlerdi.) Çok kişi imam hatipli olduğunu bile saklamak mecburiyetinde kalmıştır. Bu çok acıydı.
Şimdi bütün imkân imam hatiplilerin elinde... Acaba intikam mı almak istiyorlar, diye düşünmeden edemiyor insan. Ve bütün okulları imam hatip yapsalar içleri ancak soğuyacak, görüntüsü veriyorlar. Ne yazık ki, bütün çabaları bu yönde.
İmam hatip okulları, ilâhiyat fakülteleri, Yüksek İslâm enstitüleri belli maksada matuf açıldı. Dini hakkıyla bilen vaizler, imamlar, müezzinler yetişsin istendi. İnsanlarımız; yeni din icatçısı o tarikat bu tarikat, o efendi bu efendi, o şeyh bu şeyh elinde körelmemeleri, hayattan kopmamaları için ilim yolu açık tutuldu.
Laikliği din dışı anlayanların bütün öfkelerine ve hatta imam hatiplilerin diğer fakültelere girmemeleri için, normal lise mezunu olmaları şartı da konulmasına rağmen, imam hatiplerde eğitim sürdü.
Şimdi ise imam hatiplilik önde... Artık kendilerine imkân sağlamak isteyenler neredeyse göğüslerinde “İmam hatipliyim” yazısıyla dolaşacaklar.
Nasıl ki, geçmişte imam hatipliler mağdur edilerek şuuraltılarına “intikam” yazısı yazdırıldıysa, şimdi imam hatip mekteplerini değil; başka mektepleri tercih edenlerin şuuraltılarına “intikam” yazısı yazdırılıyor.
İmam hatiplilerin ne geçmişte horlanmaları ne şimdi kendilerinin yakaladıkları imkânları çıkarları için kullanmaları hiçbir surette kabul edilemez.
İmam hatip sevdasına düşenlerin hiçbir surette kabul edemeyeceğimiz bir hesapları da bütün mekteplerin imam hatip statüsüne sokulmak istenmesi. Adı böyle konmasa bile, varılmak istenen menzil belli: Orta mektepler imam hatip, yüksek mektepler ilâhiyat...
“İntikam”ı zihinlerden silmek şart. Yoksa, halkın aksülameli çok sert olur, tepetaklak giderler. Emareleri de görülüyor.
İmam hatipler meselesine arada girerim. Bir yazımda şöyle yazıyorum:
“Türkiye’de yaşayan herkes kahir ekseriyetin inancını bilmek zorundadır. Ritüelleri özellikle bilmelidir. Yabancı dilli okullar, askerî okullar, düz okullar diye hiçbir ayrıma gitmeden herkese seçmeli değil; çokluğun dini aynı oranda öğretilmelidir! Sonra ister inanır ister inanmaz, ister ritüelleri yerine getirir ister getirmez.”
İmam hatiplilerin öncü kuruluşu ÖNDER, dikkate değer bir raporla, Millî Eğitim Bakanlığı’na çizgiyi göstermiştir.
Bu derneği idare edenler “her okul imam hatip” inadının tehlikesinin farkındadırlar. “Yukarı”ya muhakkak sözleri geçer. İkaz etmeliler. (Devam edeceğiz)