Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK
Dr. Fatma ÇELİK

Louis, Bolsonaro ve Erdoğan

"L''État, c''est moi", Türkçe ifadesiyle Fransa Kralı 14. Louis''e atfedilen (ona ait olmadığı hususunda görüşler baskın hale gelmiş olsa da) meşhur "Devlet benim" sözü mutlakiyetçi anlayış denilince, mutlak monarşiden bahsedilince akla ilk gelen sözdür.

İki yıl önce benzer bir ifade "Beni ancak Tanrı iktidardan alabilir", "Önümde üç seçenek var: Ya tutuklanacağım ya öldürüleceğim ya da seçimleri kazanacağım" diyen popülist Brezilya Başkanı ve Brezilya İçin İttifak Partisi''nin lideri Jair Bolsonaro tarafından, pandemiye karşı alınan önlemleri protesto toplantısında kullanılmıştı. Virüse karşı sıkı önlemler alınmasına karşı duran, karantinayı savunan Sağlık Bakanı''nı görevden alan Bolsonaro, kendisine yöneltilen eleştiriler üzerine "İnsanlar genellikle güce ulaşmak için komplo kurarlar. Ben zaten iktidardayım. Ben zaten başkanım" dedikten sonra "Ben aslında Anayasayım" demişti.

Brazilian Report gazetesi ise, bu ifadeyi, 14. Louis''den beri karşılaşılan en mutlakiyetçi ifade olarak tanımlamıştı.

Geçen birkaç günden önce ise, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan''dan kendisi ile Türkiye''yi özdeşleştiren şu sözleri işittik: "Her kim bu kardeşinize saldırıyorsa aslında Türkiye''ye saldırıyor demektir."

Güce bakış açısı

Geçen aylardan birinde Hazine ve Maliye Bakanı Nebati''nin ekonomide güven tesis etmek ve küresel sermayeyi ülkemize davet etmek adına kurduğu cümlelerde şu ifadeler yer alıyordu: "Bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda cumhurbaşkanımız var rahat olun, mevzuatı da değiştiririz."

Hukuk devleti ilkesini yaşatan ülkelerde yöneticilerin de üzerinde hukuk yer alır. Bizimki gibi bu ilkenin geçerliliğini kaybettiği, aşındırılmış demokrasilerde ise siyasal iktidar, (işte böyle) hukukun da mevzuatın da üzerinde görülür. Güven tahsis etmenin yolunun yargı sistemi ve kurumsal akıl olduğu unutulur. Varsa yoksa güce odaklanılır.

Türkiye''de gücü tek elde toplayan yeni hükümet sistemiyle ise, devlet ile siyasal iktidarın fiili ayrımı en başta partili Cumhurbaşkanına izin verilerek kaldırıldı.

"Cumhurbaşkanımızın emriyle", "Cumhurbaşkanımızın izniyle" vb. ifadeler, parti başkanlarına vefa borcu taşıyan yöneticilerin cümlelerinin başından eksilmez oldu.

Oysa siyasal güç geçicidir, nitekim siyasal iktidarlar da geçicidir. Devlet ise, daimidir.

Devlet kapsayıcıdır; bütün kurum ve kuruluşlarıyla büyük bir yapıdır, tüm siyasi partileri ve tüm siyasi görüşleri kapsar. Siyasal iktidarlar, bu görüşlerden o dönem için baskın gelebilen siyasi parti veya kişilerdir. Bu açıdan da siyasi iktidarlar eleştirilebilir.

En basit örneği ve işin özetiyle, tüm çarklarıyla bütünlük oluşturan bir otomobil ise devlet, siyasal iktidar bu otomobilin şoförüdür. Bu şoföre "sen kötü şoförsün" de denilebilir, yerine başka şoför de getirilebilir.

Yazarın Diğer Yazıları