'Kürt seçmen' kadar başınıza taş düşsün!

Özdemir Asaf (1923-1981) İkinci Yeni şiirinin önde gelen şairlerinden. Birinci Yeni (Orhan Veli ve dönemi şairleri) olsun, İkinci Yeni (Turgut Uyar ve dönemi şairleri) olsun, yazdıklarına ne derece "şiir" denir? Tartışılır. Çoklukla "şiirimsi" diye adlandırıyorum. Kelimeleri, cümleleri, hatta Maya­kovs­ki''nin mukallidi Nâzım Hikmet gibi heceleri alt alta sırala, farklı sözler et, al sana şiir.

Özdemir Asaf İkinci Yeni sonrası, birilerinin Marxizmin tesiriyle "toplumcu" diye adlandırdıkları şiir akımı içinde gösterirler. İkinci Yeni akımından ayırmanın bir manası yok. Birinci Yeni ile İkinci Yeni arasında, devir ve yaş farkı da var. Ama İkinci Yeni ile "Toplumcu" dedikleri arasında, devir ve yaş farkı yok. Yalnız şiirde bir fark şu: "Toplumcu" diyorlar ya, halk şiirinden mülhem şiirler de yazmaları. Ataol Behramoğlu''nda bu esintiyi gördüm ve Edebiyatımızda İsimler''de notumu düştüm.

Yine saptım. Özdemir Asaf demiştik. Şiirimsisinde: "Çağırdım geldiler. / Oturmasalar ölürdüm. / Oturdular öldüm. / Anlamadılar." der.

Bu dört satıra daha önce "Altılı Masa"ya dair yazımda yer vermiştim.

Ak Parti, kapansın diye Anayasa Mahkemesi''ne dava açtırdığı HDP''nin kapısını çaldı. Oturdular, konuştular. "Başörtüsü kanununu halka gitmeden Meclis''ten geçirelim. Teklifimize oy verin. Başı yemenili milletvekiliniz de var. PKK cenazelerini kaldırışınızda, protesto yürüyüşünüzde, polise, askere taş atışınızda yemenili kadınlar görüyoruz. Sizin de faydanıza." dediler.

HDP''lilerin ağızları kulaklarında. "Çağırdım geldiler". Hem de tıpış tıpış. "Oturun" dediler, oturdular. Oturmasalardı, ölürlerdi! Halkımızın dilinde öldüler. Ölüm iki taraf için de.

Ak Parti de HDP/PKK da bunu anlamıyor. İki taraf anlamadığı gibi muhalefet de anlamıyor. Hele "HDP eşittir Kürt" diyen kalem oynatanlar... Eğer demezlerse, "ölürler!"

Bizde şöhret kapısı, imkân kapısı öyle dizayn edilmiş ki, mutlaka liberal solun, PKK''nın kavramlarıyla konuşacaksın, yazacaksın. Onların ağzından kelâmlar edeceksin, onların kavramlarını kullanacaksın. Hem ekrandan inmezsin hem gazetelerde, internetlerde köşen hazır. Yoksa önün kesilir. Bir tarafa itilir kalırsın... Ölürsün!

"Kürt seçmen" beri "Kürt seçmen" öte!... "Kürt seçmen" kadar başınıza taş düşsün e mi!

"Kürt" dediğin kim? Başka mı? Türkiye''den ayrı mı? Mars''tan mı geldiler? Bilinmeyen dünyanın mahlûku mu?

Yakından tanıdığımız biri yazıyor:

"... HDP oy tabanı olan ve parlamentoda temsil edilen bir partidir. Elbette HDP ile görüşmeler yapılacak, anlaşma sağlanabilen konularda birlikte kanun teklifi verilebilecektir. / Hatta HDP sözcülerini panellere, sempozyumlara da çağırmak da gerekir. Farklı tabanlara hitap etmek, dili dikkatli yapar. / Uzun vadede en önemlisi, şehirleşme, eğitim ve piyasa ilişkilerinin gelişmesi bütün Türkiye gibi Kürt vatandaşlarımızı da ''birey'' ve ''açık toplum'' yönünde etkiliyor." (Taha Akyol, "HDP ile İlişkiler", Karar, 8 Kasım 2022)

Beyefendi yazının bütününde "Kürt seçmen" diyerek, "biz"i ayrıştırıyor, bir kesimimizi HDP''yle eşitliyor.

Artık kendilerini HDP''nin panellerine çağırırlar, hatta Kendil''de konferans verdirirler. (Sormadan edemeyeceğim… Bir "Kürt" çocukluk arkadaşı var. Şimdi Prof. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü''nün de danışmanlarındandı. O da "Kürt seçmen" mi?!)

HDP zihniyetini yurt içinde de yurt dışında da araştırdım. Kuzey Irak''a, İspanya''ya, Fransa''ya kadar uzandım. Eski PKK''lıları aldım karşıma konuştum. Eski HDP milletvekili rahmetli Prof. Dr. Kadri Yıldırım''dan HDP''nin içyüzünü dinledim. Dahası ötesi İmralı''da duruşmalara girdim. A. Öcalan''ın örtülü ifadeleriyle asıl nereye varmak istediğini anlamaya çalıştım.

Ben, dinlediğime, okuduğuma, şahit olduğuma mı inanayım, Beyefendi''nin HDP/PKK''yı meşrulaştıran satırlarına mı?

Yazarın Diğer Yazıları