'Kurt Nefesi' gerek!
"Kurt Nefesi", Alper Aksoy'un son romanı... "Kurt Nefesi"nin ardından bir romanı daha geliyor. Bana anlattığında, "Hemen yayınlamalısın." dedim. Çok kişinin bilmediği Yozgat Mülteci Kampı'nda yaşananlar, buradan çıkartılan bir avuç subay ve sonrası Türk'ün Türk'e ihaneti... Daha önce de yazdım... Tarihi inceleyin, bir başkası Türk'e değil; Türk Türk'e yapmıştır.
"Kurt Nefesi"nde 1970'li yıllarda yaşananlar dramatize edilmiştir. Halkın öncüler ve halka savaş açmış, maşaların mücadelesi, daha ötesi halk öncülerinin ruh dünyaları gerçekçi bir dille işlenmiştir. Romanı tarif ederken "Yaşanmış ve yaşanması muhtemel..." diye başlayan cümle kurarız ya... "Kurt Nefesi' için "yaşanması muhtemel"i atacağız... "Yaşanmış" diyeceğiz. Bir belge roman.
Ülkücü Hareket'in edebiyatı teşekkül etmiştir, diyebilir miyiz? Aslında böyle bir sınıflandırmaya da girmek istemiyorum. Şunun lehine veya bunun lehine de yazılmamalıdır. Hissettiğini, idrâk ettiğini yazmalı romancı. Tezli romanlar beni her zaman rahatsız etmiştir ama edebî kabiliyetini ortaya koyduktan sonra söyleyecek söz bulamayız.
Alper Aksoy'un romanları bir bakıma tezli romanlardır. Tezli roman olduğu için kabul görmemeli, kalemin gücü romanı kabul ettirmelidir. Alper Aksoy bunu başarmıştır.
Hasan Kayıhan da 1970'leri idrâk ederek yazmıştır ve kaleminin gücünü göstermiştir. (Romanları uzun bir aradan sonra Bilge Kültür Sanat Yayınları arasından peş peşe çıkmaya başladı. Hasan Kayıhan'ın romanlarının piyasada bulunamaması büyük bir boşluktu.)
"Kurt Nefesi"nin arka kapağında bu roman şöyle tanıtılıyor:
"Kurt Nefesi 78 kuşağının romanı. Onları sadece kavgaları ile tanıdık. Evet kavgaları yamandı bu doğru. Can verdiler, can aldılar, bu da doğru. Peki onları bu çatışmalara sürükleyen sosyal ve psikolojik sebepler nelerdi? Kurt Nefesi ateş hattının romanı. Ateş altındaki Adana, Kahramanmaraş, Gaziantep üçgeninde 1970'li yıllar... Kaldırımlar kan gölü, bulvarlar barut kokuyor, caddeler, sokaklar can pazarı... Ateş hattında ön saflarda vuruşanları, vurulanları ele alıyor Kurt Nefesi, ama yüzeysel bir bakışla değil, sadece eylem boyutu ile değil... 78 kuşağının ruh dünyasındaki karanlık dehlizlere giren, konu kahramanlarının aşklarını, hayallerini, sosyal çevrelerini, sevinçlerini, hüzünlerini derinlemesine bir bakış ile yansıtan bir roman Kurt Nefesi. Doğruları, yanlışları, sevdaları, öfkeleri ile onlar bizim çocuklardı."
Şimdi yine bir mücadelenin içindeyiz. Tetikte olmalıyız. "Kurt Nefesi"de anlatılan dönemlerde, savaş sokak sokak, fakülte fakülte, neredeyse köy köy sürüyordu. Ülkemize kastedenler birer "kahraman", yeniden kurtuluş savaşı veren halkın öncüleri ise birer "mücrim" gösteriliyordu. (Çöplükte eşelenenler hâlâ aynı kafadalar. Özgür Düşünce'de çıkan, Ergun Babahan'ın 16 Mart'la ilgili yazısı yanlış üzerine yanlış bir yazıdır. Kastettiği bir isim var. Hayatta değil şimdi. Çok yakından bilirim o ismi. "Kontrgerilla" diye peşinen suçluyor. Köhne ideolojisi beynini sulandırmış Ergun'un!) Komünist yönetimler yıkıldı, asıl kim kahraman ve asıl kim mücrim ortayla çıktı ama peşin hükümlülerin görmesi mümkün değil!
İşte bunun için, o dönemi kıvrımlarıyla ortala koyan "Kurt Nefesi" gibi romanlar çoğalmalıdır. ("Kurt Nefesi", İrfan Yayıncılık'tan çıktı. Tel: 0212 5183866).