Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu faiz kararını açıkladı. TCMB beklentilere paralel olarak faizi %19''da sabit bıraktı.
Faiz, enflasyon düşünürken aklıma rahmetli Bülent Ecevit''in 1991 yılında seçimler öncesinde TRT''de liderler zirvesinde yaptığı konuşmadan bir bölüm geldi: "Enflasyonla mücadelede sadece mekanik önlemler (Merkez Bankası para politikası araçlarını işaret ediyor) almak yeterli değildir. Yapılması gereken üretken yatırımlarının artırılmasıdır." Rahmetli Ecevit oligopollerin ve üretim kısırlığının fiyatları nasıl yukarı çekebildiğini siyasi bedel ödeyerek bilen bir isimdi. Bu nedenle Türkiye''nin enflasyonla mücadelesinde sadece faiz kararlarına dayanmasının yanlış olduğunu biliyordu. Ona göre yapılması gereken katma değeri yüksek malların üretilmesi ile geliri artırırken, üretimdeki genel artışla fiyatların aşağıya çekilmesiydi. Yani hem talebi hem arzı destekleyecek politikaları hayata geçirmekti.
Bugün enflasyonla mücadele 2023 yılına kadar sadece Merkez Bankası''na havale edilmiş durumda. Hükümetin üretimi artırmak, salgında aşı bulmak yerine tam gaz rant işlerini kovaladığını görüyoruz. Bu durumda enflasyonu düşürmek için elde kalan tek silah ise faiz. Faizi artırmak ya da yüksek tutmak talebi dizginliyor. Ama ana sorunu çözmüyor. Türkiye''de üretim azaldı. Buna bağlı fiyatlar yukarı gidiyor. Bunun en tipik örneği tarımda yaşanıyor. Ekili arazi sayısı ve çiftçi sayısının düşmesi gıda fiyatlarını rokete çevirdi.
Bu olumsuz duruma bir de salgın eklenince gıda fiyatlarının küresel alanda da ralli yaptığını görüyoruz. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü raporuna göre FAO Tarım Endeksi 11 aydır kesintisiz yükseliyor. Endeks geçen Nisan ayında 92 iken şimdi 120 olmuş durumda. Bu işin varacağı yer şurası: Türkiye''de gıdadan kaynaklı fiyat artışları hız kazanarak devam edecektir.
Tarım bu şekilde yukarı giderken artan kurlar ithal girdiye bağımlı Türk sanayisinin ürettiği ürün maliyetlerini de yukarı çekiyor. Bunu son enflasyon raporunda açıkça gördük. Üretici fiyatları artışı %35 iken tüketici fiyatlarının %17''de kalamayacağını detaylı bir şekilde anlatmıştık.
O zaman sonuca gelelim enflasyon yukarı gidiyor, hükümet salgın ve enflasyonu düşürmek için gerekli gayreti göstermiyor, faizler ise sabit kalıyor. Ne olacak bu işin sonunda? Yine Lira''dan kaçış ve dolara talep oluşacak. Geçmişte 6,85''den 8,50''ye zıplamış kurun bir benzerini bu sefer 8,30''dan 8,95''e vurması şeklinde görürsek şaşırmayacağız. Yükselmiş ve yükselecek kurlar, imalat sanayimizi enflasyon yaratarak zehirledi ve zehirlemeye devam edecek…
Yandaşlar yönetim kurulu üyeliklerinde ballı maaşlarla, aldıkları garantili paralarla, buldukları işlerle rahat yaşıyorlar ama bu enflasyon belası hem üreticinin hem vatandaşın belini bükmüştür. Aziz Türk halkı sırtında bu kesimleri taşımaktan artık bıkmıştır.
