‘Kuleli Karargâhı’

Kuleli Askerî Lisesi’nin Türkiye’nin yakın tarihinde ayrı yeri vardır. Askerî lise 15 Temmuz 2016 Darbe Teşebbüsü’nden sonra kapatıldı. 2022’de de Millî Savunma Üniversitesi’ne verildi.

Dikkat ederseniz “darbe teşebbüsü”ne “Hain FETÖ’nün darbe teşebbüsü” diye başlamadım. Kendilerinden korkanlar, “Hain FETÖ”yü hemen başa eklerler.

Bütün darbeler kanun dışıdır. Eklersen hepsine eklemelisin. Adı üstünde “darbe”. Bu adlandırma, maksadı ortaya koyuyor. Zaten “FETÖ” adlandırması da yanlış. Bunu birkaç defa yazdım. Dediklerine göre “FETÖ”, “Fethullahçı Terör Örgütü”nün kısaltılmasıymış. Yahu adamlar darbeye kalkıştılar! Darbede zaten terör estirilir ve netice alınmak istenir. Fethullahçılar örgütlü hareket ediyorlar ama terör estirmek için değil; darbe yapmak için. Sonrası onlar için kötü geldi. Halkımız darbeyi engelledi. Dolayısıyla terör de saldırı da sona erdi. Kalıntıları nasıl örgütlenirler, nasıl yol alırlar, bilemeyiz. Zaman zaman yakalananlar oluyor. Ama ne yaptılar da nasıl örgütlendiler de yakalandılar? Ellerinde silah var mıydı? Çatışmaya girdiler mi?! Yeterli bilgimiz yok.

Prof. Dr. Mehmet Yavuz Erler’in “Kuleli Karargâhı'nda Eğitim ve Öğretim (1845-1922)” kitabı yayınlandı. (Libra Yayınları, 308 s.)

Rastlantılar ve imkânlar nice kapıları açıyor.

Mehmet Yavuz Erler, askerliği sırasında yedek subay eğitiminden sonra dağıtımda tayini Kulesi Askerî Lisesi’ne çıkmasaydı, belki böyle bir çalışmaya girmeyecekti. Yayınlarına baktım, tarihçi olarak, genel konulardan çok özel konuları tercih ettiğini gördüm.

M. Yavuz Erler’in bir kitabı daha 2010’da Libra Yayınları arasından çıkmış: “Osmanlı Devleti'nde Kuraklık ve Kıtlık Olayları (1800-1880)”. Böyle özel konular, iğneyle kuyu kazımaktır. Kaynaklara ulaşmak öyle kolay değildir.

Kitabın tanıtma yazısı samimî ve içli:

“…Devrin modern eğitim imkânlarından yararlanan subay adayları idealist kader çizgilerini vatana, halifeye ve saltanata liyakat içerisinde takip ettiler. Bir İmparatorluğun tan yerinde beliren şafağa uyanan bu gençler kısa sürede halife ve saltanatın ölümlü ancak ölümsüz olabilen vatanın varlığını keşfetmede gecikmediler. Ölümsüzlüğün peşinde bir ömrü feda edenlere adanan bu eserde Osmanlı Ordusu’nun komuta kademesini oluşturan Kuleli Askerî Lisesi öğrencilerinin eğitim tarihindeki serüveni ve seyir defteri gün yüzüne çıkarılmıştır.”

“İçindekiler”de, kitap hakkında fikir edineceğiz:

Birinci Bölüm: Kuleli'deki Mimari Kompleksin Gelişimi (1845-1920): 1. Kuleli İdadisi'nin Yer Aldığı Mekân ve İlk Binalar / 2. Kuleli'de Osmanlı Ordusuna Ait Binalar / 3. Kırım Savaşı ve Kuleli'de Yeniden Yapılanma, 4. Sultan II. Abdülhamit Devrine Ait Binalar, 5. İttihat Terakki Devrinde Kuleli İnşaatları / İkinci Bölüm: Kuleli İdadisi'nde İdari Yapı: 1. Kuruluştan Kırım Savaşı Sürecine Kadar Kuleli İdadisi'nde İdari Kadro (1845-1856), 2. II. Abdülhamit Devrinde Kuleli İdadisi'nde İdari Yapı (1876-1908), 3. İttihat Terakki Devrinde Kuleli İdadisinde İdari Yapı (1908-1920). / Üçüncü Bölüm: Kuleli'de Askerî Öğrenciler. 1. Kuleli'de Askerî Öğrenci Miktarı, 2. Kuleli Öğrencileri ve Sosyal Aidiyetlerine Dair, 3. Kuleli'de Eğitim-Öğretim Süresi, 4. Kuleli'de Kılık Kıyafete Dair Uygulamalar, 5. Kuleli'de Eğitime Dair.

M. Yavuz Eker’in, eserin girişinde özellikle teşekkür ettiği bir isim var: Prof. Dr. Nejat Göğünç. Hoca, çok önce Osmanlı Arşiv Dairesi’nin başındaydı. Belgelerden istifade etmesi için M. Yavuz Eker’e ön açmış ve yol göstermiş.

Nejat Göğünç Hocamız, zamanında bana da ön açmıştı. Mekânı cennet olsun.

Yazarın Diğer Yazıları