‘Küfürle el ele’ âkiller
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün şu sözlerini Türk milleti için senet kabul edebilir miyiz:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti, binlerce yıllık kadim Türk devlet geleneğinin mirasını devralmış, Cumhurbaşkanlığı forsunda ifadesini bulan Büyük Türk devletlerinin tarihî tecrübelerini bünyesinde mezcederek köklü bir medeniyetin üzerinde yükselmiştir. Yeni Anayasa çalışmalarının bu köklü miras çerçevesinde gelişeceği hususunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır.”
Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu’nun, “Türk” kaygısına Cumhurbaşkanı’nın yazılı cevabıdır. Abdullah Gül’ün bir boş anına mı geldi (Gül’ün aslî düşünceleri biliniyor: Mesela, dün Letonya’da “vatandaşlık” la ilgili söylediği sözleri de bu düşüncelerini ortaya koyuyor); yoksa, Başbakan Recep T. Erdoğan’a: “Sen Cumhurbaşkanlığı için adaylığını koyar, PKK/BDP ile işbirliğine gidersen ben de bütün Türk milletini arkama alacak manevralara girişirim” mi demek istedi?
Cumhurbaşkanı’nın “Türk” e vurgu yapan ifadelerinin rastgele bir kalemden çıkmadığı açık; en azından bir edebiyatçının eli değmiştir. Böylesine bağlayıcı mühim bir metni, Avrupa’ya yollamak üzere zarfa koymadan önce, defalarca okumuşlar, birçok kelime üzerinde durmuşlar ve son şeklini vermişlerdir. 300’e yakın millî aydının, tarihe geçen üç maddelik “ültimatom”u Çankaya yamaçlarından yankılanmış görünüyor.
Herkes yerini belli etmelidir; çünkü, bir ölüm-dirim savaşı veriliyor. Hükûmet tarafı, PKK ile işbirliğini seçti: PKK’nın tezlerini anlattırmak için Anadolu’ya çıkaracağı kişiler, çoklukla PKK’yı palazlandıran ve sonunda Hükümet’le muhatap kılanlardır. Üstelik, “Âkil adamlar” dedikleri bu insanların çoğu ateist olduklarını alenen söylemişlerdir. Maksat “Türk düşmanlığı” olunca Neo-İslâmcılar ile ateist PKK destekçisi eski Marxistlerin bir araya getirilmesinde bir beis görülmemiştir. Neo-İslâmcıların “Allah bir” dediklerinden bile şüphe ederim, demiştim. Şu âyet-i kerîmeyi okuduktan sonra kararı siz verin:
“Ey inananlar! Babalarınızı, kardeşlerinizi, küfrü imana tercih ediyorlarsa dost edinmeyin. Sizden onları kim dost edinirse doğrusu kendine yazık etmiş olurlar.” (Tevbe, 9/23)
“Babalar, kardeşler (bile)...” uzaklaştırılırken düşünün gerisini!.. Ama Hükûmet, başından beri “küfrü imana tercih edenlerle...” el ele. Yukarıdaki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sözleri, “âkil adamlar”ın dillerinde olacak mı? “Âkil adamlar” dediklerinin Anadolu’ya gönderilmesinin, halkıma “Sinop Destanı”nı yazdıran PKK/BDP’li kışkırtıcıların Karadeniz’e çıkartma yapmak istemelerinden farkı yoktur. Hükûmet’in belirlediği “âkil adamlar” da aynı şeyi yapacaklar; PKK ile işbirliğinin nasıl “barış(!)” getireceğini anlatacaklar! Teyakkuzda olmalıyız ve PKK dâîleri (fikir yayıcıları) “âkil adamlar”ı her gittikleri yerde sorularımızla boğmalıyız!