Kötü dönem bitmedi başlıyor

Yazarın biri; "Bir zamanlar... 'Nasıl olsa asker var' cümlesine umut bağlanıyordu. Çok şükür. Kapandı, bitti o devir" demiş..

Sahiden "çok şükür" demeli miyiz?

Hiç sanmıyorum.

Evet, bir zamanlar "nasıl olsa asker vardı" diye düşünenler vardı.

Doğru.

Bir vesayetin olduğu da doğru. Ancak buna rağmen her şeyden emindik. Yarının ne getirip ne götüreceğini, Cumhuriyetin ve demokrasinin nereye gideceğini biliyorduk.

Vesayet gitti, yerine ne geldi?

Hakaret!

Ne geldi?

İstibdat..

Ne geldi?

Otoriter yönetim.

Dolayısı ile yarınımızdan da bugünümüzden de emin değiliz.

Devam etmiş aynı yazar..

"Bir dönem.. 'Yargı keser bunların önünü' cümlesine umut bağlanıyordu..

Hamdolsun.. Bitti gitti o dönem" diyor..

Haklı mı?

Gerçekten göğsümüzü gere gere "hamdolsun" dememiz mümkün mü?

Kesinlikle değil.

Gelenin gideni arattığı bir ülkedeyiz..

Eskiden yargıya güven vardı. Kimse adalet için şüpheye düşmezdi.

Süleyman Demirel iktidarının, Ecevit hükümetinin veremediği hakları iyi kötü mahkemelerde arar bulurduk. Koca 12 Eylül dönemi bile o mahkemelerde çözülmüştü.

Evet, "bir sizden, bir bizden" hesabına can verenler olmadı değil. Ancak genel manzaraya ve ülkenin tümüne bakıldığında bu tür karar veren mahkemelerin sayısı azınlıkta kalıyor.

Şimdi twitterden, herhangi bir çağrışımdan, bir benzetmeden yola çıkılarak insanlar aylarca hapis kalıyor..

İşte bakın daha yeni. Bir referandum yapıldı ve seçim sonuçlarını AGİT bütün çarpıklığı ile tespit etti. Eskiden var olan eşitlikler gitti, yerine devlet imkanlarıyla kazanılan seçim dönemi geldi. Mühürsüz oylar da cabası.

Daha yeni. Bir de Fransa'da seçim yapıldı..

Haydin kıyaslayın.

Fransa'da olmayanlar, Fransa'da kimsenin cesaret etmediği işler benim ülkemde göstere göstere yapılmadı mı?

Orada kimse "Atı alıp Üsküdar'ı" geçmiyor.

Dolayısı ile kimse kusura bakmasın; Dünle kıyaslandığında "hamdolsun" diyemem. Vicdanım müsaade etmez. Çünkü dün yapılan seçimler bugünkünden çok daha güvenilir idi.

"Bir ara.. Nasıl olsa kendi içinde bölünürler" cümlesine umut bağlanıyordu.. Çok şükür bundan umut kesildi" diyor aynı yazar..

Bu görüşe aynen katılıyorum..

Herkes mücadele etsin ve kazansın.. Başkalarının bölünmesinden, aile kavgasından kendisine kimse pay çıkarmasın.

Aynı şekilde o yazarın "Nasıl olsa 'ABD'den döner' beklentisinin sona erdiğini" iddia etmesi de geçerli değil..

Hele Zarrab meselesine dayalı olarak ABD ile yapıldığı söylenen pazarlıklar ortada dururken.

Amerika'ya meydan okuyor görünmek başka, kapalı kapılar ardında ikili ilişkilerde tavizler verilip verilmediği daha başka bir durumdur. Hele bir El-Bab meselesi Türkiye'nin önüne gelsin bakalım.

Yazarın Diğer Yazıları