Köşe yazarıyım, söylüyorum

“İflas politikası” diyoruz kızıyorlar. İflas politikası değil de ne peki?
Siz Türkiye’nin can düşmanı olan bir sorunu, Irak’ın can düşmanı olan tarafla çözmeye çalışıyorsunuz. Irak’ı parçalamak isteyen Barzani ile Türkiye’yi parçalamak isteyen PKK’nın yok edileceğini öne sürüyorsunuz.
Bula bula ürettiğiniz yegâne çözüm bu.
Biz de “yapma ya?” dediğimizde, kürsüden efeleniyorsunuz.
Bu arada Türkiye’nin tamı tamına 10 yılını harcadığınız da cabası.
Ülke yönetimine geldiğinizde geçmiş ideolojik söylemleriniz sizi akli körlüğün mağarasına hapsetmişti. Kendi mağaranızda duvara yansıyan her gölgeyi gerçek sandınız.
Halbuki, meselenin özü öyle değildi.
Terörü 20 yıldır çözememiş Türkiye, geleneksel politikalarıyla size göre yanlış yapıyordu. Önce bu bakışı değiştirmek gerektiğini düşündünüz. Terör meselesi denilen olayı, etnik meseleye çevirdiniz. Gittiniz Diyarbakır’da “Kürt realitesini” tanıdık dediniz.
Öyle dediğinizde, yer seçimiyle, açıklamalarla Türkiye’yi zaten bölmüştünüz.
Sandınız ki böyle yaparsak ortam konuşulabilir bir düzene kavuşacak. Kürt siyaseti meşrulaşacak, parlamentoda temsil edilecek, söylemlerini özgürce ortaya koyacak, demokrasinin yarattığı özgüvenle gerekirse terör örgütüne bile posta koyacak ve siz de karşınızda konuşacağınız muhataplar bulacaksınız.
Söylemiştik ama inanmadınız.
Yanıldınız.
Yarattığınız ortam sayesinde Kürtçülük propagandası köylere, mezralara kadar serbest alan bularak yayıldı. Siyasallaşan Kürtçülük, bahşedilen özgürlükler sayesinde halka kolayca ulaştı. Öyle ki sokaklarda gösteriler yapacak düzeye geldi.
KCK diye alt birimler, alternatif devlet örgütlenmeleri ortaya çıktı. Siyaset erbabı PKK ile ilişkilerini saklamaktan çekinmediği gibi, yeri geldiğinde hem hükümetinizi hem ülkeyi tehdit etti.
Ve siz öyle sandınız ki, PKK ile Oslo’da görüşürsek, dağa adamlarımızı gönderirsek, ne kadar barışçıl olduğumuz anlaşılırsa, tüm sorunları çözeriz.
Yine yanıldınız. Tabii şaşırdınız. Böylece kendi kendinizi tekzip etmiş oldunuz.
Şimdi de “bu olmadı yenisini bulalım” diyerek meseleyi Barzani ile çözeceğinizi sanıyorsunuz.
Peşin söyleyeyim; bu çabadan bir sonuç çıkmaz. Çıkarsa da Türkiye’nin lehine olmaz. Zaman kaybı nedeniyle mesele çok daha kronik hale dönüşür. Ve ülke bir kere daha kaybeder.
Hâlbuki elinizde öyle güzel kozlar vardı ki isteseydiniz PKK’yı bitirebilirdiniz.
Amerika’ya verdiğiniz her taviz karşılığında bir iş isteseydiniz, Türkiye’nin terör meselesi kalmazdı. Zaman tam anlamıyla geçmiş değil. İsterseniz şimdi de yapabilirsiniz. “Her tavize bir iş” politikası size zor gelmez. Zaten her istediklerini yapıyorsunuz. Bu sefer “bedava olmaz” deyin yeter.
Ülkeniz için. Şehitler hatırına bir deneyin. Bakın çok şey değişecek.
Kandil’i isteyin.
Bu arada 30 yıl geçti. Ve siz Irak’ı 150 yıldır bölmek için mücadele veren bir örgütün liderine Türkiye’nin düşmanı saydığınız PKK’lıları yok ettireceğinizi sanıyorsunuz. Halbuki o daha dün “Kürdün bir kedisini bile vermem” diyerek Türkiye’nin Kandil politikasını eleştirmekteydi.
Eh, ne diyelim. Kolay gelsin.
Köşe yazarıyım, söylüyorum.

Yazarın Diğer Yazıları