Komitacılar kaybeder!
"Balgat komitacıları" sözünü boşuna kullanmadığımı şu cümleleri okuduktan sonra anlayacaksınız:
"Deve Kuşları. Duymayanlar... Görmeyenler... Duymazdan görmezden gelenler... İbreciler... Fitne selinde kütük arayanlar. Değişimciler... Değiştiriciliğe imza-vekâlet verenler... Vekâletle imza toplayıcılar... Topladıklarını siyasette kullanıcılar... Milliyetçi Ülkücü Hareketin siyasi organizasyonu MHP'yi, mensuplarımızı ve yöneticilerimizi bu işlerle meşgul etmeyin. Ülkemizin milli güvenliği... Devletimizin, milletimizin ve vatanımızın bölünmezliği; tarihimizin en kritik sürecini yaşıyor... Bizleri... Türk milliyetçilerini... Milliyetçi Ülkücü Hareketi... Değişimci. Mucize yaratacağını söyleyen... Saray güdümlü... Küresel güçlerin... Millî direnci etkisizleştirme oyununun... Şakşakçılarla allanıp-pullanıp...İ ntikamcı odunlarla... Fitne ateşini canlandırıp... Fitne yangınını büyütenler... Küresel rüzgâr... Yaktığınız fitne ateşini... Evinize de vatanınıza da yayar... Siz de ilk yanan olursunuz... Öksüren... Aksıran... Mevsimlik ateşi yükselenler... Fitne virüsünün her zaman panzehiri... Dava arkadaşlığı ve ülküdaşlık hukukumuz olmuştur... Teşkilâtımız... Fitne virüsüne, ŞOK tedavi uygulayacak birikime ve tecrübeye sahiptir. Geçmişte yaşananlardan sizler de bilirsiniz."
Bu sözleri "Aman koş komitacılığını göster! Teşkilâtı hizaya getir, karşıma aday çıkmasın." diye 10 yıl aradan sonra MHP'de yönetim katına getirilen bir zat söylüyor. Kim olduğunu biliyorsunuz.
Bu zatın twitter hesabının altında da öyle yorumlar yazılmış ki hemen hepsi "komitacı"yı demokrasi çizgisine çağırıyor.
Kimse aday olamaz mı? Kimse imza toplayamaz mı? Kimse fikrini söyleyemez mi?
Aday olamazsın! Kongre toplayamazsın! Burası çiftliğimdir; çitimden aşamazsın! Yoksa... Tehdit, tehdit, tehdit!..
Böyle mi ülkeyi kucaklayacaksınız?!
Balgat bu köşenin yazarını iyi tanır.
1997'de genel başkanlık yarışında mevcut Genel Başkan'ın nasıl kazandığını biliyor musunuz? Yakın çevrede dillendirileni anlatayım:
O tarihte başka bir gazetedeydim. 9 genel başkan adayı çıkmıştı. Mevcut Genel Başkan da, onun en dişli rakibi de dâhil 8 adayla röportaj yapmıştım. Son kongrede "yenilen" dişli aday röportajında endaze tutturamamış, rakibi adaylar hakkında seviyesi tartışılır sözler söylemişti. Kongreyi takip etmek için Ankara'ya geçtim. Karanfil Sokağı'nda Genel Merkez'in önü kaynıyor. Meğer "dişli rakip"le yaptığım röportajı fotokopiyle çoğaltıp üst kurul delegelerine dağıtmışlar, "Onun üslûbu bu... Seçer misiniz?" demek istiyorlar. Neticede mevcut Genel Başkan kazandı. Röportajımın etkisini ölçemem ama yenilen rakip de, sonra menfîlikleri gören yakın arkadaş çevrem de "Senin yüzünden!" demişlerdir. Yani:
"Söz ola kese savaşı söz ola bitüre başı
Söz ola ağulu aşı bal ile yağ ide bir söz"
Söz insanı âbâd da ediyor, berbat da!
Üst kurul delegeleri bu sözleri okuduktan sonra herhâlde artık üç defa beş defa, bin defa düşünmeyecek ve "Böyle gitmez! Demokraside gereken ne ise o!" diyecektir!
Komitacılar! Kaybettiniz!