Kissinger bir eksiğiyle doğru söylemiş
Amerika Birleşik Devletleri’nde ayrı yeri olan eski Dış İşleri Bakanı Henry Kissinger 29 Kasım’da 100 yaşında hayatını yitirdi. Hitler’den kaçıp ABD’ye gitmişti. Nazi katliamının şahitlerindendi. Son röportajı ortaya çıktı. Kissinger “İki devletli çözümden vazgeçilmeli.” diyor ve ekliyor: “HAMAS tecrübesi, iki devletli çözümün zorluğunu gösterdi.”
Bu söz çok şeyi ifade ediyor. “HAMAS”ı işaret etiği için değil; iki devletli çözümün mümkün olamayacağını belirttiği için. HAMAS ve El-Fetih... Filistinlilerin başka örgütleri, partileri de var. Fark etmiyor. Neticede iki örgüt de Filistin’in bağımsızlığı için mücadele etmiyor mu?
Kissinger bir şeyi eksik söylüyor. O eksiğin ne olduğunu izahımdan sonra siz anlayacaksınız.
23 Kasım 2023’te yayınlanan yazımı hatırlatacağım. Başlığı “Filistin'de barış da olmaz iki devlet de...”
Devam ediyorum:
Binyamin Netanyahu, öldürmekten başka İsrail’i yaşatma yolu bilmiyor. Şu sözleri 2001’de söyledi:
“’Asıl yapılması gereken şey, onları sürekli vurmak, üç beş kez değil, sürekli olarak vurmak, acı çektirmek. Öyle bir bedel ödemeliler ki yaralarını asla saramamalılar.’
Filistin’de tam da bunu yapıyor; ama yanılıyor. 5 milyon-6 milyon Filistinliyi anne karnında yavruya kadar katlettin... Ya diğer Müslümanlar? Onlar Filistinlilerin yerini doldurmayacaklar mı? Onlar da dindaşlarımız katledenlerin katli vaciptir, demeyecekler mi?
Ya dünya kamuoyu? “İnsanım” diyen, katliama gözünü nereye kadar kapatacak? Müslüman olsun olmasın ülkelerde insanlar seslerini yükseltiyorlar. Bu ülkelerin yönetimleri halkın sesine kulaklarını tıkamaları mümkün mü?!”
Çok insan Kissinger’ın sözlerine katılır. Şunun için katılır: İki taraf arasında barış mümkün değil. Bu barışın neden mümkün olamayacağını, daha önce birkaç yazımda “sarık” ve “kipa” metaforlarıyla anlatmaya çalıştım. İki taraf da din eksenli hareket ediyor. İsrail zaten din eksenli; Filistin’e gelip kondu. Netanyahu çetelerinin Gazze-Batı Şeria saldırıları da din eksenli. Bizzat bunu açıklayan Netanyahu’dur. Filistinlileri yok eden Siyonistlerin oldukları yerde duracaklarını mı sanıyorsunuz! Onların kitapları Fırat’la Nil arasına yerleşmeleri gerektiğini gösteriyor. Din bazında hareket ettiklerine göre, nihaî hedefleri için var güçleriyle savaşacaklardır. Tabiî saldırılar zamana yayılacak... 10 yıl, 20 yıl, 50 yıl, 100 yıl, daha ötesi... Amaç muharref Tevrat’ta yazıyor. Kendilerince bu hedefe mutlaka varmak isteyeceklerdir.
Bir tarafta “kipa”, bir tarafta “sarık”... iki tarafın barışması mümkün değil.
Kissinger’a Orta Doğu'da iki devletli çözüm olmadan kalıcı bir barış olup olamayacağı soruluyor. Cevabı şöyle:
“Resmî bir barış, kalıcı bir barışı garanti etmez. HAMAS tecrübesi, iki devletli çözümün zorluğunu gösterdi. Gazze, Sharon (İsrail eski başbakanı Ariel Şaron) tarafından iki devletli çözümün olabilirliğini test etmek için yarı bağımsız hâle getirildi. Bu, esasında daha karmaşık bir duruma yol açtı. Son iki yıl içinde 2005'te olduğundan çok daha kötüleşti. Yani, iki devletli çözüm, son haftalarda gördüklerimizin tekrar yaşanmayacağını garanti etmiyor.”
Henry Kissinger, HAMAS bertaraf edildikten sonra Gazze'ye ne olacağı sorusuna da şu cevabı veriyor:
“Bence iki bölgeden birini İsrail'i devirmeye kararlı kılan iki devletli çözümü amaçlamaktan ziyade Batı Şeria Ürdün'ün kontrolü altına girmeli.”
Batı Şeria’nın Ürdün’ün kontrolüne girmesi demek, Ürdün’ün Filistinlilere geçmesi demek. Daha önce Filistinlilerle, Ürdün Krallığı çatışmışlardı. Filistinliler, “Ürdün Filistin’dir” derler.
İki ayrı devlet mümkün değil. Bunu yazdım. Filistin tam bağımsızlığını aldığı an, İsrail’in kontrolünden çıkar. Çıktığı gibi, Batı Şeria’nın diplerine kadar yerleştirdikleri, canavarlığa odaklandırılmış, elleri silahlı kipalı Yahudiler yerlerinde kalmazlar, kalamazlar. Ve Filistin bağımsızlığa kavuştuğu andan itibaren en modern silahları elde etmek için, varını yoğunu ortaya koyacaktır.
Kissinger, HAMAS’ı din eksenli görüyor ama Siyonistlerin de aynı eksenle saldırdıklarından söz etmiyor. Ne de olsa soy çekiyor!