Kesin onlar yapmıştır. Batı asla!
Eğer milliyetçiyseniz, bütün söyledikleriniz, yazdıklarınız ve size ait hangi görüş ve düşünce varsa en baştan söyleyelim kesinlikle yanlıştır. Çünkü ötekisiniz ve liberal solcu veya liberal cemaatçi değilsiniz.
Aynı durum İttihatçılar için de geçerli.
Eğer İttihatçıysanız ve siyasal birtakım kararlar almışsanız, sizin için karar en baştan bellidir.
Sadece Ermeni sorununda değil, tüm siyasal konularda haksızsınız.
Bu sebeple Ermenileri, gereksiz vatanseverlikle kesmeniz doğaldır. Zaten büyük ihtimalle de öyle yapmışsınızdır.
Öyle ise itiraf edin. “Evet biz yaptık. Caniyiz” deyin.
Hatta “Özür dileriz, vatanseverliği çok abartmışız. Eğer ilerde sizin ülke genelinde söz sahibi olacağınızı, köşe başlarını tutan yazar, çizer üniversite hocası olacağınızı bilseydik, emin olunuz aşırı vatanseverlik yapmazdık. Hatta ülkenin kurtuluşu meselesini bile çok önemsemezdik. Hele hele Türk lafını ağzımıza hiç almazdık” deyin.
“Valla ne yalan söyleyelim siz haklısınız. O dönemlerde biz liberalliği sizin kadar iyi anlayamamışız. Solculuktan da haberimiz yoktu. Yahut gerektiği gibi önemseyememişiz” deyin.
Yine de tatmin edemezsiniz kimseyi.
Fransa’nın kabul ettiği yasa ile ilgili yazanlara, TV’lerde yapılan yorumlara baktığımda ortaya çıkan liberal sol ve liberal cemaat anlayışının vardığı nokta bu.
İşin garip yanı nedir biliyor musunuz?
Milliyetçiler yine aynı milliyetçi, mandacılar da yine aynı mandacı; roller değişmemiş.
Kimi AB mandacısı, kimi ABD mandacısı veryansın ediyor.
Mandacılar, Ermeni meselesini 1915 üzerinden tartışırken, benzer akıl yürütme ile yol almağa çabalıyor.
Bakın yazılanlara.
Herkes rolünü sektirmeden başarıyla oynuyor. Onlara göre İttihatçılar, tarihin yüz karası. Her türlü melanet onlarda. Şu 1915 olaylarında Talat Paşa’yı nereye koyacaklarını bilemiyorlar. Ellerinden gelse Telleryan’ı alkışlayacaklar. “İyi ki O’nu Berlin’in sokaklarından vurup öldürdün” diye.
Bu belirlenimci, ön kabulcü, ta en başından İttihatçı düşmanı tavır, aslında Paris’te Ermeni kanun tasarısını oylayarak kabul eden 50 kişiden farklı düşünmüyor. Teoriyi baştan koyan, dolayısı ile “İttihatçılar asla haklı olamazlar” ön kabulüyle yazmaya başlayan sözde aydın, gazeteci ve yorumcular için, haliyle ortaya çıkacak sonuç bellidir.
Onlara göre uygar tarih, Batılılar için hep aydınlıklarla dolu, Türkler için saklanan facialarla yüklüdür.
Kürtleri kesen biziz.
Ermenileri doğrayan biziz.
Bizans’ın ocağını dağıtan biziz.
Peki Batı?
Hiçbir şövalyenin kılıcından kan damlamış dedirtemezsiniz bizim aydınlara. Her ne yapıldıysa bunu İtihatçılar yapmıştır.
Kötüler belli yani: Türkler!
Dikkatinizi çekerim. Fransız Parlamentosundaki 50 kişi ne ki bizimkilerin yanında.