“Kendini ret insiyakı”
“Kendin ret insiyakı” diyor Cemil Meriç. “Kendini ret.” Türklerin kendilerine yönelik büyük bir tarihi ve tüm zamanları kucaklayan anlamlı hikâyesi var. Hiç tarihe bütüncül baktınız mı? Bakmak lazım...
Buyurun..
Asya bozkırlarını aşıp Avrupa’ya Atilla ile diz çöktüren Türk, yüzyıllar içinde eriyip asimile oldu..
Vikingleri saymıyorum... O bambaşka bir hikaye..
Söyler misiniz lütfen: Koskoca Avar İmparatorluğu’ndan geriye ne kaldı?
Kocaman bir hiç!
Nerede bunlar? Avrupa’nın derin sularında kayıp oldular. Peki, Bulgarlar, Uzlar, Peçenekler ve daha niceleri... Onlar da Avrupa’dan önce kendilerine sonra tarihlerine yabancılaşarak farklılaştılar..
Ya O büyük imparatorluk Roma’nın Türk askerlerine ne oldu?
Dinleri ve dilleri değişti Rum oldular. Bazılarının Pontus dedikleri halkın Rumca konuşan kesiminin çok önemli bir bölümü onlardan oluşuyor. Şimdi büyük çoğunluğu Yunanistandalar ve kendilerini Helen sanıyorlar.
Bir zamanlar cihana yön veren Altınordu Devletinin yerinde kim var bilin bakalım?
Ruslar! Hakimi olduğumuz ata yurdu toprakları sadece kayıp etmedik, aynı zamanda oranın özerk halklarından birine dönüştük. Başkırdistan Türkleri geçmişinin ne kadarını biliyor?
Ya, Büyük Türkistan’a ne oldu dersiniz?
İkiye bölündü. Yarısı Çin egemenliğinde yarısı az buçuk özgür..
Hindistan’a varalım: Babür ve Gaznelileler’e ne diyeceğiz?
Yerinde yeller esiyor. Geriye “biz buradayız” diyecek kendi varlık bilincinde olan bir toplum yok... “Hintli Müslümanlar” diyorlar. Peki, Gazneli nerede? Ya Babür devletinin kurucu halkı? Yok.. Buharlaştı mı?
Geliniz beriye, biraz aşağı Arap yarımadasına doğru ilerleyin. Oraya bir göz atın.. Hani şu Abbasilerin kendilerinden bile sakındıkları, “aman ırkına zarar gelmesin dedikleri” Büyük Abbasi ordusunu oluşturan Türkler nerede? Bir kısmı şu anda IŞİD ile boğuşuyor, bir kısma Arap çöllerinde fluğlaşıp ötekileşti...
Ya Baybars’ın kurduğu Mısır’daki koskoca Memlüklüler ne yapıyor? Acaba kendilerinin yine kendisi olduğunu biliyor mu?
Hayır!
Kendilerini Türk saymıyor ve böyle bir bilinçleri de yok... Mazi hazin bir hatıradan ibaret..
Türklere kendi özünü hatırlatan ve tarihe yazan iki büyük devlet adamı oldu: Bilge Kağan ve Atatürk!
Bu büyük tarih kurucu toplumun adını ilk defa onlar açık bir dille yazdılar ve kurdukları siyasal örgütün/devletin adını toplumun adıyla bir tuttular.
Göktürkler ve Türkiye Cumhuriyeti..
Şimdi Nizam’ül Mülk türü vezirler, Hasan Sabbah biçimli tarikatlar eliyle yeniden Türk’e Türk olmanın ne kadar kötü olduğu ve dinimiz İslam’ın bunu yasakladığı anlatılıyor.. Tüm yabancı ideolojiler ve dini cemaatler Türkiye’deki Türkleri tıpkı Hindistan Müslümanları türü milliyeti belirsiz bir halka dönüştürmeye çalışıyor. Niye? Türklerin tarih sahnesinden silinmesi biyolojik olarak mümkün olmadığına göre, kimlikle silmek ve kendini başkası sanmasını sağlamak ve böylece etkisizleştirmek daha iyi değil mi?
Hatırlayın!
Marksistler yıllarca ne anlattılar bu halka? Türklere amele olduğunu, işçi olarak kalması gerektiğini, bu sınıf bilinciyle büyük usta Lenin’e, Engels’e biat etmenin bir zorunluluk olduğunu anlattılar. Onlara göre de Türk’e Türk olduğunu söylemek faşizmdi. İşin garibi onlar Türkiye’deki Türklere milli bilincin faşizm olduğuna inanmamaları gerektiğini anlattıklarında tarih dünyanın bir başka köşesinde çelişkileri hazin birer gerçeklik olarak not almaktaydı.. Rusya, Asya’da bulunan bütün Türk cumhuriyetlerini sadece sosyalizm kılıfı altında kendi egemenliği altına almamış, yeraltı ve yerüstü tüm milli servetine el koyduğu gibi bizimkilere inat tüm Türk dünyasındaki okullarda Rus dilinde eğitim yapmakta, kiril alfabesiyle yazmayı dayatmıştı... Yani emperyalizm, kendi kimliğini ve milli damgasını silinmez bir iz olarak her Türk’ün zihnine kazımaktaydı. Halen o izleri “Yakubov, Aliyev vs.” diye nüfus kayıtlarında görüyoruz..
Ne diyordu Cemil Meriç: “Kendini ret insiyakı.” Bitti mi sizce?