Katiller baş tacı edilsin!
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Paris’te, işini gücünü bırakmış Yılmaz Güney ile Ahmet Kaya’nın kabirlerini ziyaret etmiş, Türkiye’den getirdiği bir kavanoz toprağı serpmiş, çiçek bırakmış.
Türkiye’de onların fikirlerine tahammül edilmemiş, mecburen yurt dışına çıkmışlar; o hava veriliyor.
Şu bilgiler size ne düşündürür?
“Yılmaz Güney, 1972 yılında ‘devrimcilere yardım ve yataklık yaptığı’ gerekçesiyle 2 yıl hapse ve sürgüne mahkûm edildi. (...) 1974’te cezaevinden çıktı. (...) Endişe adlı filmi çekerken Yumurtalık ilçesindeki bir gazinoda ilçe yargıcı Sefa Mutlu’yu öldürmekten tutuklandı ve (...) 13 Temmuz 1976’da 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Beş yıl hapis yattıktan sonra 9 Ekim 1981 tarihinde izinli olarak çıktığı Isparta Yarı Açık Cezaevi’nden yurt dışına firar etti.” (Vikipedi).
Ahmet Kaya ne yapmış?
“Müzik kariyeri boyunca bölücülük yaptığı iddialarıyla birçok albümü toplatıldı ve konserleri iptal edildi. 10 Şubat 1999’da Magazin Gazetecileri Derneği’nin Princess Otel kongre salonunda düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı ve ödül konuşmasında: ‘(...) Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum.’ dedi. Bu sözleri üzerine davetlilerin bir kısmı tepki gösterip, küfür etmeye ve kendisine çeşitli eşyalar fırlatmaya başladılar.” (Vikipedi).
Olayın olduğu tarihte Abdullah Öcalan İtalya’daydı. PKK ile savaş bütün hızıyla sürüyordu. Halkın bölücülere nefreti en yüksek seviyedeydi. Ahmet Kaya’nın “Kürtçe şarkı” açıklaması asla masumane değildir. PKK paralelinde düşünüyor. Orada bulunan sanatçılar eğer tepki göstermeselerdi, halk nazarında “zanlı” olacaklardı. Bugünden o güne bakarak Ahmet Kaya “masum” gösteriliyor ama Ahmet Kaya sırtını bölücülere dayayarak “itibar” peşinde koşuyordu. Biliyorsunuz, millî birliğe, yerli değerlere karşıysanız, basın-yayın organlarında köşe başını tutmuş aynı yolun yolcularınca pohpohlanırsınız, yurt dışında el üstünde tutulursunuz.
Ahmet Kaya daha sonra “Vallahi Apo’yu özledik” diye beste yapacak. Önce yalanlanmıştı ama sonra videosu yayınlandı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu zata ödül verdirdi. R. T. Erdoğan, onun üzerinden politika yapıp PKK’ya şirin görünmek istedi.
Ömer Çelik’in, kabirlerini ziyaret ettiklerinin biri devletin bir hâkimini öldürmüş ve hapisten kaçmış, diğeri de işlediği suçlardan dolayı hapis yatmamak için soluğu yurt dışında almış.
Bakan Çelik’in kabir başında yaptığı konuşması daha vahim:
“Bu ziyaretlerde hem kendi vazifemizi yerine getirmiş oluyoruz hem de çeşitli baskılar, zulümler neticesinde hayatının geri kalanını Türkiye dışında geçirmek zorunda kalmış insanlara buradan bir kere daha mesaj vermiş oluyoruz.”
İşte çarpık zihniyet! O zaman bütün katiller, bölücüler baş tacı edilsin!