‘İttihat Terakki’den Demokrat Parti’ye’
Mahallî seçimler bitti ve 22 yıllık Ak Parti iktidarının sonu göründü. Muhalefet şimdilik erken seçim istemiyor.
İktidar halka ne verecek? Açları doyuracak, çaresizlere çare bulunabilecek mi?
Ateş çemberinin içindeyiz. Orta Doğu’da çok taraflı savaş çıktı çıkacak. İsrail, var olabilmek için, önce İran’ı susturması gerektiğinin farkında. Ara ara İran’ın destek verdiği Suriye’de Beşşâr Esad yönetiminin bölgesine, Lübnan’da Hizbullah merkezlerine saldırıyor. Ancak ateşle oynuyor. İran, kaç defa yendiği Arap ülkelerine benzemez.
Türkiye, Kuzey Irak’ta PKK’yı kesin bitirme kararlılığını ortaya koyuyor. Mahallî seçim yenilgisinden sonra PKK’yı bitirmek için ne gerekiyorsa yapmak, savaşsa savaşmak istiyor. 40 yıldır hükûmetlerin bitiremediği yıkıcı-bölücüleri kesin susturmak iktidarın taze kanı olacaktır. Seçimden hemen sonra toplanan Millî Güvenlik Kurulu’ndan çıkan karar da bölücü-yıkıcıları kesin bitirme planıdır.
***
Geçmiş hükûmetlerin yapıları, fikirleri ve icraatı iyi tahlil edilmelidir. Partilerin önlerini görmelerinin bir yolu budur.
Akademisyenler Tahir Anıl Güngördü ve Levent Yılmaz, siyasîlerin önlerinde olması gerekli önemli bir çalışmaya imza attılar: “Türkiye’de Muhalif Liberal Söylemin İnşası: İttihat Terakki’den Demokrat Parti’ye” (Libra Yayınları, 335 s.)
Hemen başta söyleyeyim: “Söylem” neyin karşıladığı tam bilinmeyen bir kelimedir. Bu kelimeyi dil meselelerine dair de yazan Murat Belge uydurmuştur. “Söylem”i açıklamak için başlı başına makaleler de yazılmıştır. Hangi makale olduğunun bir ehemmiyeti yok; örnek cümle alacağım: “Söylemin açıklanması, sadece içsel yapıların değil dil kullanımıyla gerçekleşen eylemlerin ya da bilişsel süreçlerin de ortaya konmasını gerektirmektedir.” deniyor. Ne anladınız? Hiçbir şey.
“Türkiye’de Muhalif Liberal Söylemin İnşası: İttihat Terakki’den Demokrat Parti’ye”nin “İçindekiler”i kitabın muhtevasına dair bir fikir verecektir:
Birinci Bölüm: Türkiye'de Politik Değişim: İktidar Ve Muhalefet İlişkileri / A. Kuramsal Çerçeve.
İkinci Bölüm: 1919 Öncesi Osmanlı Devleti'nde Siyasal Gelişmeler: A. Tanzimat Döneminde İktidar ve Muhalefet / B. Birinci Meşrutiyet'in İlanı: Tek Adam İstibdadı ve Muhalefet / Sultan II. Abdülhamit Döneminde Muhalefet / Sultan II. Abdülhamit'in Asker ve Sivil Muhalefet Tarafından Tahta Çıkarılması / İttihat ve Terakki'nin İhtilalden Sonraki Evrimi / 1909-1918 Arasında Meclis'in Rolü / İttihat ve Terakki İktidarı Döneminde Devletin Merkezileşmesi / İttihatçıların Son Hamlesi: 1918 Yılında Kurulan Karakol Cemiyeti.
Üçüncü Bölüm: 1919-1950 Arasındaki Siyasal Gelişmeler: I. Birinci Meclis: Büyük Millet Meclisi'nin Kurulması / B. İkinci Meclis: Türkiye Büyük Millet Meclisi.
Dördüncü Bölüm: 1919-1950 Arası Dönemin Ortak Muhalefet Temaları: A. Tek Adam Rejimi ve Partili Cumhurbaşkanına Karşıtlık / B. Bürokrasi - Halk İkileminde Tutulan Taraf / C. Dönemin Seçim Yasaları/Kurallarına Karşıtlık: Tek Dereceli Seçim / D. Çift Meclis/Mesleki Temsil Talebi / E. Kuvvetler Ayrılığı ve Yargı Bağımsızlığı Talebi / F. Ekonomik ve Siyasal Liberalizm / G. Meclisin İşleyiş Kuralları (İç Tüzük-Bakanların Seçilme Usulleri Vb.) / H. Yasamanın Üstünlüğü / I. Ordunun Siyasi Gücünün Aşırılığı / J. Saltanat ve Hilafet / K. Şahsi Teşebbüs ve Adem-i Merkeziyetçilik Taraftarlığı / L. İstanbul'a Dair Vurgu.
Kitabın yazarları “Önsöz”de,“Kitap temel olarak İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Türk siyasal hayatındaki iktidar-muhalefet ilişkilerine yaptığı etkiyi bu kez liberal söylem üzerinden tartışmaya açıyor.” diyorlar ve şu bilgileri veriyorlar:
“Bugüne kadarki çalışmalarda İttihatçıların Millî Mücadele’ye etkileri, ya yetiştirmiş oldukları kadrolar bakımından ele alınmış ya da düşünsel alandaki etkileri Cumhuriyet Halk Partisi bağlamında değerlendirilmiştir. Muhalif düşüncelere etkisi ise genellikle göz ardı edilmiştir.
Oysaki, Karakol Cemiyeti’nden İkinci Grup’a, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’ndan Serbest Cumhuriyet Fırkası’na ve son olarak Demokrat Parti’ye kadar muhalefet çizgisi, daima 1902 I. Jön Türk Kongresi’nde gölgede kalan Prens Sabahattin ekolünün liberal ve adem-i merkeziyetçi çizgisini takip eder.
Prens Sabahattin’in kendisi önce Ahrar, ardından Hürriyet ve İtilaf Fırkası bünyesinde faaliyet gösterse de, onun fikirleri belirli nüanslar taşımakla birlikte Karakol Cemiyeti ve ardılları tarafından benimsenmiştir.
Günümüz Türk siyasal hayatı literatüründe, özellikle Karakol Cemiyeti’nin Türkiye’deki liberal muhalif söylemin oluşması sürecindeki öncü rolü pek dikkate alınmaz. Hâlbuki Tanzimat Fermanı’ndan 1918 yılına kadar yaşanan olayların birikimi, Osmanlı’nın son muhalefet hareketi olan Karakol Cemiyeti’nde vücut bulur. Bu cemiyetin ilân ettiği program ise Türkiye Cumhuriyeti’nin erken dönemindeki muhalefetin yapı taşlarını meydana getirmiştir.
Dolayısıyla bu kitabın yazılmasına yol açan temel motivasyon, 1902’deki Jön Türk Kongresi sonrası İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin içerisindeki liberal kanadın gözlerden uzak kalan serüvenini ortaya çıkarmaktır. Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne miras kalan bu serüven İzmir Suikastı’nın tertibi ve onu takiben kurulan İstiklal Mahkemeleri süreciyle bir hesaplaşmaya dönüşmüş, Mustafa Kemal Paşa’nın Nutuk isimli kitabının yazılmasının arkasındaki temeli de meydana getirmiştir.
Kitabın tümü dikkate alındığında, 1950’li yıllara kadar dönemin siyasal iktidarı olan CHP’ye karşı geliştirilen muhalif liberal söylemin izleri sürülmeye çalışılmıştır...”
Okumak lâzım.