İsyan açıklaması yapıldı

Var mı bizimki gibi “terörist başı” olarak tanınan ve devletin güvenlik güçlerine pusu kurarak şehit eden birine lüks hapishane yaptıran yeryüzünde bir iktidar?
Yok!
Canı sıkılmasın diye yanına birkaç tane daha mahkûm gönderme kararı alan bir hükümet var mı peki?
O da yok.
Anladım. Doğrudan terörün hedefi olan polis olmasına rağmen sanki hedef polis değilmiş gibi Polis Akademisinden “açılım” başlatan bir hükümet biliyor musunuz dünyada?
Gene hayır!
Devam edelim.
2001’de tükenme noktasına gelen terörün belini doğrultmasına izin vermemek yerine birkaç yıl sonra terör sorununu ırk (etnistite) sorununa dönüştürerek Kürtçülüğün serbest propagandasının yapılır kılınmasına izin veren bir iktidar var mı tarihte?
Yok!
Söyler misiniz; bütün bunları neden yaptık? Ve yine söyler misiniz bütün bunlar bizi nereye getirdi?
Onun cevabını pek çok kere bölücüler verdi. Ancak dilerseniz bir kere daha tarihe not düşülecek olan en son açıklamaları hatırlatalım. Ne diyor Aysel Tuğluk denen kadın kişi?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Güzel şeyler olacak” sözüne rağmen onca zamanın geçtiğini vurgulayıp ve hemen ardından Mısır ve Libya örneğini hatırlatıyor ve felaketin eşiğinde olduklarını savunarak “Kötü şeyler olacak” diyor.
“Kötü şeyler olacak” sözü, hoş değil. Ucu açık, derin çatışmalara ve ayaklanmalara varan söylemlere işaret eden bir cümle.
Aysel Tuğluk’un isyan açıklamalarının yaşandığı günlerde Türkiye’nin manzarası nasıl görülüyor? Söyleyelim: Orta Doğu’dan yükselen halk ayaklanmaları, uluslar arası toplumların müdahaleci yaklaşımları ve bu ortamda, “kırmızı çizgileri” tükenmiş ve içten tehdit edilen bir Türkiye manzarası görülüyor. Böyle bir manzara karşısında, tehdit edilen Türkiye’nin başbakanının birkaç efelenmeci cümleyle meseleyi geçiştirmeye çalışması artık saklanmayan bölücü niyetlerin çözümüne herhangi bir katkı sağlar mı. Hatta meydanlarda “Benim için Kürt meselesi bitmiştir” demesi de bir anlam ifade etmez. Etmez, çünkü Kürtçülük halka yayılmış, toplum katmanlarında geniş taban tutmuş ve her gün ülkenin bir kısmında devlet güçleriyle çatışmaktadır.
Kürtçülerin planı açık ve net. Bunu biliyoruz. Zaten kendileri saklamıyor, söylüyorlar. Şimdi bir taraftan kendi kamuoylarını, bir taraftan dünya kamuoyunu hazırlamakla meşguller. Önümüzdeki seçim sonrasında AKP’nin “bitti” dediği Kürt sorununun anayasaya nasıl yansıyacağına bakılacak ve ona göre Tuğluk’un sözünü ettiği, bugüne kadar da provaları yapılan “kötü şeyler” uç vermeye başlayacak.
Diyebilirsiniz ki “Türkiye’nin meselesinde uluslar arası kamuoyu tarafından tanımlanmış terör kararları var. PKK’yı terörist olarak tanıyor herkes. Lakin Mısır, Libya, Tunus öyle mi?”
Derim ki: “Sizin hükümetiniz, 25 yıl boyunca devletin ‘terör meselesi’ olarak tanımladığı olguyu, değiştirdi. Getirip ülkenin önüne koydu ve dedi ki: ‘Kürt sorununu tanıyorum’, bu durumda uluslar arası kamuoyu meseleyi ne olarak tanıyor sizce? Elbette Devleti yönetenlerin tanıdığı gibi etnik mesele olarak tanıyor. İşte Mısır ve Libya’yı örnek göstererek ‘Kötü şeyler olacak’ diyenlerin temel dayanak noktalarından en somut olanı bu.”
Son bildiriye bir kez daha bakalım: Diyarbakır’da toplanan Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) sonuç bildirgesi açıklandı. Akşam saatlerinde açıklanan iki sayfalık bildirgeyi DTK divan üyesi Tülay Özdemir okudu. Özdemir, “Demokratik Özerk Kürdistan’ı inşa etme kararlılıklarının ve saldırılar karşısındaki meşru direnişlerini örgütlemedeki ısrarlarının devam edeceğini söyledi. ”
Daha ne desin?
Açıkça ve herkesin anlayabileceği gibi isyan açıklaması yapıyor.
Nereden nereye?

Yazarın Diğer Yazıları