İşte AKP’nin aydınları

Asıl sorun ahlâk sorunu.. Gerisi hikâye... Ülkenin en önemli kanaat önderleri olan aydın profiline bakın. Ne kadar ahlâkî davranıyor? Ne kadar tutarlı?. .Ne liberal geçinenler liberalizmin ölçütlerine göre davranıyor, ne de Müslüman’ı.. İdeolojiler ve düşünceler bile bizim aydınların zihinlerine girdikten sonra anlam kaymasına uğruyor.

Adam güya sosyolog.. Aynı zamanda liberal.. “Yeni Türkiye’yi” savunuyor... Tamam, savunsun ama tutarsız. Kendisi dâhil kapsamı alanında durduğu liberal düşünce ile de çelişkili.
Mesela liberalizmin neresinde “devletin kamu arazileri soyulurken susulur, bunu yapanlara arka çıkılır, iktidarsa ses çıkarılmaz hatta olabildiğince tavizsiz savunulur” diyor?
Hiçbir yerinde.
Liberalizmin neresinde “özgürlükler sadece iktidardakilerin kullanacağı bir araçtır. İktidar ne kadar özgürlük dilerse halk o kadarına şükreder” diyor.
Hiçbir yerinde.
Öyle ise siz nasıl liberalsiniz? Liberalizmin temelini oluşturan özgürlük alanını bile çökerttiniz..
Peki, gelelim sosyolojiye... Toplum biliminin hangi teorisinde “iktidar partisinin yan kuruluşu gibi çalışan bir sendika eğitime egemen olur ve her istediğini bakanlıklara yaptırır” diyor.
Sosyolojinin hangi teorisinde “devlet kurumları bir bütünlük içinde çalışmak yerine ideolojik kamplara, iktidardan yana olanlar ve olmayanlar biçiminde yönetilirse o toplum huzurlu olur” diyor? Ve çok daha mühimi hangi sosyoloji, “toplumu etnik kökenlere göre ayırdıktan sonra yönetmenin ideal yöntem” olduğunu savunuyor?
“Toplumu meydana getiren birimlerin işlevleri vardır. Bunlar görevlerini yerine getirilmese toplumsal sorunlar artar” diyen fonksiyonalizmin savunucusu Merton mu?
Yoksa toplumsal dinamiklerden ve mekanik ilişkilerden söz eden sosyal bütünleşmeye dikkat çeken Durkheim mi?
O da değilse, toplumsal adaletsizliği önlemenin tek yolunun üretim araçlarının çalışanların elinde olması gerektiğini savunan Karl Marks mı?
Yahut dikkatlerimizi toplumu oluşturan rol ve statülere çekerek, “rollerin ve statülerin doğru oynanmadığında karmaşaların olabileceğini, toplumsal yapının bozulacağını” açıklayan Max Weber mi?
Hangisi?
Size bir şey söyleyeyim mi Yeni Türkiyeciler. Hepiniz bu saydığım temel sosyoloji kuramları açısından iflas etmiş durumdasınız.
Sondan başlayalım. Weberci bakışla, bu aydınlar kendilerinden beklenen statülerinin gereği olan rolleri olması gerektiği gibi oynamıyor. Liberal liberal değil, Müslüman geçinen Kur’an’ın anlattığı Müslüman değil. Bu çarpık zihniyetli aydınlar, iktidarın yanlışlıklar üzerinden kurmaya çalıştığı “Yeni Türkiye” kavramının içini doldurmakla meşgul. Başka bir ifade ile doğruluk ve dürüstlük siyasete kurban edilmiş durumda.
Mertoncu bakışla iktidar, toplumun varlığını koruyacağı var sayılan kurumların işlevlerini/görevlerini yerine getirmesine müsaade etmiyor ve aydın geçinenler de bu durumu savunarak halka kabullendirmeye çalışıyor. Bunun en çarpıcı örneğini referandumla değiştirildiği halde sonucu bir türlü içine sindiremeyen iktidarın yeniden HSYK seçimlerine gitmesidir. Ve çok daha önemlisi, tüm sosyoloji kuramlarına rağmen, ahlakı dibe vurduracak bir tutumla HSYK seçmen kitlesine herkesin gözü önünde maaş teklifini yapmasıdır.
Kanaat önderleri ve aydınları ahlaki tutarlıktan yoksun olan toplumların haritayı pusulayı karıştırması da elbette doğaldır.

Yazarın Diğer Yazıları