İsrail katliamla bir yere varabilir mi?

İsrail askerleri Lübnan’a girdiler. İçeriye doğru ilerliyorlar. ABD de fiilen savaşın içinde. İsrail Lübnan’da Hizbullah’a yenilmişti. ABD ve Fransa da yenilmişti.

18 Nisan 1983'te ABD'nin Batı Beyrut’taki büyükelçiliğine saldırıda 63 kişi, 23 Kasım 1983’te ABD ve Fransa askerlerin bulunduğu karargâha düzenlenen saldırıda 298 asker, 20 Eylül 1984’te yine ABD büyükelçiliğine saldırıda 8 kişi ölmüştü.

2006’daki İsrail-Hizbullah savaşı 12 Temmuz’da başlamış ve 34 gün sürmüştü. Güney Lübnan’ı işgal eden ve ülkeyi ablukaya alan İsrail çekilmek zorunda kalmıştı.

Lübnan karma bir devlet. Hristiyanı, Sünnîsi, Şiîsi ve daha birçok ayrı gruplar, birbirlerini kolluyorlar. Görünüşte, kimin nüfusu çoksa o tepeden aşağıya doğru geliyor. Cumhurbaşkanı Marunî Hristiyan, başbakan Sünnî, meclis başkanı Şiî.

ABD benzer düzeni, Saddam’ı devirdikten sonra Irak’ta da kurdu. Cumhurbaşkanı Kürt, başbakan Şiî, meclis başkanı Sünnî... Başka ülkeler işgal ettikleri ülkelerde hükûmet kurarlarsa, böyle bir düzen de kurarlar; yesinler birbirlerini derler.

Lübnan’ın Filistinliler için çok acı bir hatırası var. 14 Eylül 1982 günü Lübnan'ın Marunî Hristiyan Cumhurbaşkanı Beşir Cüveyyil öldürülüyor. Yerine kardeşi Emin geçiyor. Aynı gün, kan akıtmaktan marazî zevk alan Siyonistlerin gözdesi Ariel Şarun’un başında olduğu İsrail askerleri Beyrut’a giriyorlar. 16 Eylül 1982 günü Şaron Marunî Falanjitleri Filitinlilerin barındığı Sabra ve Şatilla kamplarında saldırtıyor, iki bine yakın Filistinliyi katlettiriyor.

Bütün bu öldürmeler 1975’te başlayıp 1990’da ancak biten iç savaşta vukua geliyor.

Lübnan’a dalan bataklığa dalar diyeceğim ama İsrail bunca yıl tecrübe kazanmış olmalı. İstemediği “insan”ı yok ederse düşman kalmıyor! Şimdi katliam üzerinden hâkimiyet kurma yoluna gidiyor.

Siyonistlar Önce Hizbullah’ın lider kadrosunu ortadan kaldırdılar. Unutmasınlar... İnsan üreyen varlık. Gelecek nesiller, acaba İsrail’in yaptığını yanına kâr bırakır mı? Geçmişe dönsünler şöyle bir baksınlar. Nereden başlayıp nereye geldiklerini veya gelemediğini bir görsünler.

***

Lübnan’da Şiîler kendi içlerinde teşkilatlandılar, diğerlerine göre büyük güç oldular. Arkalarında önce Suriye vardı. Sonra Suriye’nin yerini bir başka Şiî devlet aldı. Teşkilatlandıran, hizaya koyan, nizam veren de o devlet. Biliyorsunuz o devleti.

ABD+İsrail’in hesabı Hizbullah’ı kökten bitirmek. Ancak...

Irak’ın ötesinde 90 milyon nüfuslu büyük bir Şiî ağırlıklı devlet var. O devletin varlığı, Hizbullah’ın yeniden doğuşu demektir.

Bunu ABD+İsrail biliyor. Onun için İsrail despotu Binyamin Netanyahu, çetesi Lübnan’a girmeden önce ekranlardan o ülkeye gözdağı vermenin ötesine gitti, rejimini yıkacağını, demokrasi getireceğini bangır bangır bağırdı.

Ne demek bu? Hazır ABD ve diğer Avrupa ülkeleri arkamdayken, hazır silah omuzumdayken, senin de icabına bakacağım, demek.

Netenyahu’un pazar günü, Lübnan’ı işgale başlamadan hemen önce İngilizce yaptığı konuşmasında cümleleri çok net:

“Her gün sizi köleleştiren bir rejimin Lübnan ve Gazze için ateşli konuşmalar yaptığını görüyorsunuz. Fakat bu rejim her geçen gün bölgemizi daha da karanlığa ve savaşın derinliklerine sürüklüyor. İranlıların büyük çoğunluğu rejimin kendilerini zerre umursamadığını biliyor. Eğer tam tersi olsaydı, Ortadoğu'da boşuna savaşlara milyarlarca dolar harcamazlardı. Hayatlarınızı daha da iyileştirmek için çalışırlardı…

İki kadim halk, Yahudiler ve Persler nihayet barış içinde yaşayacak.

O gün geldiğinde, rejimin beş kıtada kurduğu terör ağı iflas edecek, parçalanacak. İran daha önce hiç olmadığı kadar gelişecek. Küresel yatırım. Devasa turizm. İran'da var olan muazzam kapasiteye dayalı parlak teknolojik yenilikler. Bu kulağa sonsuz yoksulluk, baskı ve savaştan daha iyi gelmiyor mu?

Küçük bir grup fanatik teokratın umutlarınızı ve hayallerinizi ezmesine izin vermeyin...

Bütün dünya daha iyisini hak ediyor. HAMAS ve Hizbullah'ın tecavüzcülerini ve katillerini desteklemediğinizi biliyorum ama liderleriniz destekliyor. Siz daha fazlasını hak ediyorsunuz. İran halkı bilmelidir ki İsrail sizin yanınızdadır. Birlikte refah ve barış dolu bir gelecek yaşayalım.”

Netanyahu, hazır katliama başlamış, netice almışken, İran’a önce iyi niyet göstereyim, sonra halkıyla birlikte yol edeyim, diyor.

Bunun başka adlandırması olabilir mi?

Yazarın Diğer Yazıları