'İslâm'da ortak dil
"Bir" olmak için, "bir dil" kullanmalıyız.
Umumî çerçevede söylüyorum. "Din" adına ortaya çıkanlar, dini kendi kalıplarına soktular. "Ben Allah''ın elçisiyim. Din bu." tavrı içine girdiler.
Aşağıdaki alıntıyı zikredilen isim üzerinden doğrudan verebilirdim. Hususiyetle yazarın köşesinden aldım. Farklı kulvarlarda yürüsek de aynı inancın, aynı ülkenin insanlarıyız. Hepimiz selametimiz için ortak dili yakalamalıyız.
"Muhammed Yazıcı hoca, bence önemli tespitler içeren bir dizi tweet attı. Her harfine katıldığım bu tespitleri kayda geçirmek isterim: "Bazı cemaatler, sosyal medyada fişleme ve linçleme işi gören paralı/imanlı fanatik trol üretim merkezine döndü. Öyle bir karanlığa büründüler ki yarasalar sardı ruhlarını. Işıktan kaçıyorlar, dünyanın renklerini göremiyor, sadece ''hocalarından'' duyduklarıyla yön belirliyorlar. Çok acı. Öyle bir karanlık mağara ki bu, nerede yarasa varsa hepsini içine çekiyor ve barındırıyor. O çevre içinde yetişenler de kulağıyla/hocalarından işittikleriyle yön bulan, gözleri kör birer yarasaya dönüyor. Çoğu küçük yarasa türünün gözleri küçük ve pek gelişmemiştir. Görme keskinliği zayıftır ama hiçbir türü kör değildir. Yarasaların çoğu mezofik görme sahibidir yani düşük düzeyde ışığı algılayabilirler. Halbuki diğer memeliler renkleri görmelerini sağlayan fotopik görme yetisine sahiptirler. Adam hem kör hem sağır hem zeka kusurlu ama inanılmaz özgüven sahibi. / Kendi dışındaki hiçbir düşüncenin haklı olabileceği ihtimaline tahammülü yok." (İsmail Kılıçarslan, "Din dilinin yarasaları", Yeni Şafak, 21 Ocak 2023)
İsmail Kılıçarslan, alıntı için "Tamı tamına böyle Türkiye''deki din dili. Ne eksik ne fazla. Zayıf gözleriyle gördüğü ışığı güneş zanneden yarasalar yetiştiriyor ve onları herkesin üzerine saldırtıyorlar." diyor.
Aynı minvalde ben de söylüyorum. Kaç defa yazdım.
M. Yazıcı''nın sitesine baktım. Medrese okumuş. Şaşırdım. Demek ki, uyanmış. Türk bayrağını tivitinin başına koyması anlamlı.
M. Yazıcı''nın "cemaatler" sözü içinde tarikatların da olduğunu var sayıyorum. Sonra baktım, daha önce tarikatlar meselesine de girmiş.
Tarikatlara/cemaatlere bel bağlayanlar, onlardan gelecek oya kendileri muhtaç hissedenler dikkatli olmalı. Köşe başları şeytan dolu.
Boşlukta, karamsar, önünü göremeyen insan çok. Birilerinin yol göstermesine muhtaç. Fırsatçılar onları kendilerine bağlamada mahir.
Diyanet İşleri Başkanlığı, burada devreye girmeli, daha önce ortaya koydukları "Tarikatlar Raporu" üzerinde tekrar tekrar durmalı, bir yol haritası çıkarmalıdır. Mutlak surette, insanlarımızı Kur''ân ve sünnet etrafında toplamalı, şıhların/şeyhlerin/şeflerin tasallutundan kurtarmalıdır. Ne yazık ki, tarikatların-cemaatlerin Diyanet''te etkili rol oynadığına dair bilgiler geliyor.
Seçim tarihi belli. Tarikatlar/cemaatler, siyaset dışı kalacaklar mı, kalabilecekler mi? Her tarikat/cemaat "İslâm"ı değil, çıkarını düşünüyor. kendilerine kim menfaat sağlar, önlerine engel çıkarmazsa önünü kim açarsa ona oy vereceklerini de açık açık ilân ediyor.
Devleti yöneten siyasetçiler de tarikatları/cemaatleri kendileri için "sandık sihirbazı" görüyorlar.
Ülkesini ve insanlığı düşünen, "din" içinden "din" çıkarmanın tehlikesinin farkında olan herkes ortak tavır geliştirmelidir.