'İslâmcı'nın siyaset batağı
Dini kullanmanın ne kadar tehlikeli olduğunun bir örneği, dün bahsettiğim "İslamî Hareket ve Türkeş" başlıklı broşürdür.
"Türk milliyetçisiyiz." diyenlere, sözün mahiyetini düşünmeden, yaftayı yapıştırıyorlar: "Kâfir!", Türk'e "kâfir" diyenler küfre saplandıklarını bilmiyorlar. Onlara küfre saplandıklarını anlatmak, bence dinî bir vecibedir!
Erol Kılınç'ın "Damla Damla Yaşadıklarım"da yazdıkları insanı dehşete düşürüyor.
Mustafa Polat'ın (1941-1970), eski "Türk milliyetçisi" Av. Bekir Berk'le (1926-1992) ortaya çıkardıkları bu kitabı kimin niçin yazdırdığını bilen vardır muhakkak. Öğrenmek isterdim. Nurcular alan daralmasına yol açacak, haklarında şüphe uyandıracak böyle bir siyasî tavır almazlardı. Sonra Adalet Partisi'ni destekleme tartışması Nurcuları böldü.
Erol Kılınç, kitabında "Siyasî İslâmcılar"ın şuursuz hareketlerinin nasıl bir tahribata yol açtığını şöyle anlatır:
"İdeolojik yönü ise dramatik boyutlardaydı; gençlerin yüreklerini yaralamış, İslamî yönden eksikleri bulunan birçok gencin kafa karışıklıklarını olumsuz yönde etkilemiş, manevî tahribatı çok büyük olmuştu. Bu tarihten önce elbirliğiyle aynı istikamette faaliyet gösteren, Kıbrıs deyince, vatan deyince, Çanakkale şehitleri deyince, Sovyet Rus emperyalizmine karşı koymak gündeme getirilince, Esir Türkler davası söz konusu olunca elbirliği, işbirliği, gönül birliğiyle hareket eden insanların arasına iblisçe bir fitne sokulmuştu."
Millî Türk Talebe Birliği seçiminde yaşananlar da ibretlik. Siz kitapta okursunuz, o kitaba ve verilen cevaba dönmek istiyorum, Erol Kılınç devam ediyor:
"O günlerin tahribatı, halkın ve gençliğin kafasını karıştıran fitnelikler her tarafta yaygınlaşmıştı. Bunlarla baş etmeğe çalışıyorduk ki, İslamî Hareket ve Türkeş adlı broşür ve İttihat'ın aynı minvaldeki yazılarıyla karşılaştık. Ne yapabiliriz? Düşünüyoruz, bu handikapı nasıl önleyip tersine çevirebiliriz? Kadir Mısıroğlu'yla da görüşüyorum, Yüksek İslam Enstitüleri Talebe Birliği Başkanı olan Zekeriya Beyaz'la da. (...) Kalkıp Kadir Mısıroğlu, Zekeriya Beyaz ve ben; üçümüz Kadir Mısıroğlu'nun -galiba Beşiktaş, Serencebey'deki evinde- bir akşam toplanıp bir metin kaleme aldık. Fikir üçümüzün, üslûp Mısıroğlu'nun olmak üzere, fitne broşürünün ana başlığı olan 'İslamî Hareket ve Türkeş' başlığını alıp, altına alt başlık olarak da 'İftiralara Cevaplar' yazdık ve imza olarak da 'Hazırlayan: Milliyetçi ve Mukaddesatçı Türk Gençliği' dedik. 16 sayfalık, ortasından tel zımbayla tek forma olarak ciltlenen bu broşürü çok miktarda bastırıp hem Ülkücüler vasıtasıyla okullarda, bazı yurtlarda, partinin gençlik kollarında ve şube teşkilatlarında, hem Zekeriya Beyaz'ın İslam Enstitüleri Birliği'ne mensup gençlerle, hem de isteyen kişi ve kuruluşlar vasıtasıyla birçok yerde, esnaf arasında dağıttırdık."
1969'da, cevabı yazan Kadir Mısıroğlu o zaman da "İslâmcı" idi.
Bu kitap, Nurcular arasında uçurum açmıştır. Ağabeylerden Abdullah Yeğin (sözlük yazarı): "Siyasi bir liderin aleyhinde Nurcuların kitap neşretmesi, Risale-i Nur'a aykırıdır." demiştir. (https://dirilissevdasi.wordpress.com)
"Siyasî İslâmcı" cenahın Türk düşmanlığını bu kadar alevlendirmesi M. Kemal'e duydukları husumettendir. M. Kemal'in veciz bir tespitini yarın vereceğim.