İslâm ve asrın idraki

Halkı Müslüman kaç ülkede insanî haklara riayet ediliyor? Kaç ülke gelişmiş, örnek olmuş? “Şer’î hükümler”in cârî olduğu devletler hangileri? En koyu “şer’î hükümler”in uygulandığı söylenen ülkelerin pratiğini inceledim; kimine aralıklarla gittim, kiminde süreli kaldım. Devletlerin adını verip yeni tartışma açmak istemiyorum ama “üst kimlik İslâm” diyen Türkiye’deki zevat, bulutların üzerinde geziyor. Elhamdülillah Müslüman’ız... Üstelik benim referansım İslâm’dır. İslâm’ı “asrın idraki”ne söylettiğimizde meseleler bitecektir.
Kim asrın idrakine söyletecek?! “Ümmet”, “içtihad”, hatta “cihad” mevzularına girmeyelim; yetkim de yoktur. Yetkim yoktur, diyorum ama kendilerinde yetki görenleri okuyorum, etnisiteyi kutsuyorlar, “Türk”ü nasıl yok ederiz hesabını “din” üzerinden yapıyorlar; Allah’tan korkmadan Allah’sız kitapsızlarla işbirlikçilik ediyorlar! Referans aldıklarını söyledikleri Kur’ânî hükümleri kendileri çiğniyorlar: Yeter ki “Türk”e karşı olsunlar, yeter ki etnisiteyi kutsasınlar, “ümmet”in birlik hassasiyetini zedelesinler!


***

Doç. Dr. A. Baran Dural’ın “Türk Modernleşmesinde Temel Tartışmalar” kitabını bu köşede ele almış ve muhtevasını ana başlıklarla vermiştim. Doç. Dr. Dural, Türkiye’deki kimlik tartışmasına açıklık getirmek için bana bir e-posta göndermişti. Mektup uzun. Mektubun cevabı olacak. Cevabın kaynağı da D. Ahsen Batur. A. Batur’un son kitabını biliyorsunuz: “1200 Yıllık Sürgün-’Türk’ Sözünün Hazin Serüveni’. Doç. Dr. Baran Dural’ın kimlik tartışmaları üzerine açıklaması:
“Tartışma eski bilinen tartışma. Hem [Hayrettin] Karaman’ın hem de [Ali] Bulaç’ın özellikle Karaman’ın haklı oldukları ve Türk milliyetçilerinin haksız olduğu ya da bugüne dek üzerinde yeterince durmadıkları bir yan var. O da şu: MHP hareketi bugüne dek sanki Türk Ocağı siyasal İslamcılığa ve onun savunageldiği İslam kimliğine, ki bu kimlik ümmet toplumunun kimliğidir, karşı amansız bir mücadele verip bunu yenilgiye uğratmamış gibi hep tersine tekamülü savundu. Yani siyasal açıdan Müslümanlık ve laiklik aynı yerde birbirine paralel bir biçimde yaşayabilirmiş gibi davrandı. Karaman çok haklı yani laik düzende İslami düzen kurulmaz bunun tersi de olamaz. Yani Türk milliyetçileri, ‘İslamiyet ruhumuz, Türklük bedenimiz bünyemiz’ derken halka ve kendilerine inanan kitleye doğru bilgi vermiyordu. Siyasal açıdan bu iki kimlik yan yana yürümez zira orada laiklikten kasıt aynı zamanda Türklüktü, Türk kimliğinin İslam kimliği dahil her türlü kimliğe karşı savunulmasıydı. Yani gerek İttihat ve Terakki hareketi gerekse Kemalistler, laikliği savunmanın yurdu savunmak ve Türklüğü savunmak olduğunu görmüşlerdi. Hem Türk hem İslam kimliğinin yan yana yürümeyeceğini de görmüşlerdi. Haklıydılar da.
Açıklama şaşırtıcı sizin için... Devamı yarın.

Yazarın Diğer Yazıları