İşine gelirse
Simdilerde asıl olan hükümeti değil muhalefeti eleştirmek. Son dönem değişimin yönü hep buraya kayıyor nedense. Özellikle hükümeti korumak isteyen gazete ve yazarları karşı salvoyla muhalefetin neden iyi olmadığını, neden seçilemeyeceğini, ne yapması gerektiğini yazıyor. Bir anlamda AKP’lileşmeyen muhalefet istemiyorlar.
Meselenin bir diğer yönü ise, hükümetin muhalefet ürerindeki gücünü kamuoyu desteğine çevirerek muhalefetsiz bir Türkiye oluşturup buradan tek parti iktidarının yolunu açmak olsa gerek. Yoksa asıl işi eleştirmek olan muhalefete ikide bir akıl vermeye kalkışılmasının mantığı ne olabilir?
Bu soruya “iyi muhalefet yapılsın istiyor olabilirler” diye cevap verebilir birisi.
İyi muhalefet, bu arkadaşların tam da istedikleri gibi davranan muhalefet olduğunda kendilerinden ne farkı kalır? Böyle bir aynileşme beraberinde tekilliği getirir.
Muhalefete “şöyle yaparsanız iktidar olamazsınız” diyorlar. Bunun anlamı muhalefet bizim istediğimiz gibi davransın demektir. Peki, muhalefet bunların istedikleri gibi davranırsa sonunda ne kazanacak?
İktidar!
Madem muhalefetin bu kadar çok iktidar olmasını istiyorlar, öyle ise yandaşı oldukları hükümetten neden sıkıldıklarını açıklasınlar. Bunu açıklamazlarsa, kendileriyle çelişkileri bir gün onların okuyucuları tarafından da anlaşılacaktır.
“Muhalefet gene yanlış yaptı. Bunlar hiç uslanmayacak” tarzı eleştirilerin bir örneğini en son yaşanan gündemde bir kere daha görüyoruz.
Deniz Feneri savunmasını Köstebek krizi üzerinden yapan yandaş grubu, aslında hak arama peşinde değil, Türkiye’nin üzerine çöken AKP zulmünü daha da derinleştirerek zindana çevirme peşindedir.
“Bakan köstebek olabilir miyi” tartışıyorlar.
İster olsun ister olmasın, kutsal vicdan çiğnenmiş midir çiğnenmemiş midir siz asıl ona bakın.
Bakmıyorlar.
Çünkü kutsallık, yolsuzluğun gölgesinde kalıyor. Esas olan, kimin kazanacağı.
Biz mi; siz mi?
Peki, asıl gerçeklik, salt doğru o ne olacak?
Dini ahlakın öngördüğü doğruları nereye koyacağız?
Onlar önemli değil.
Eğer muhalefet bizim iktidarımıza bir eleştiri getiriyorsa asıl mesele muhalefeti ortadan kaldırmak, kaldırmasak bile etkisizleştirecek bir söylem geliştirmek önemlidir.
Bunun için ne yapalım?
Gerçeği bırakıp, doğru söyleyeni dokuz köyden kovup, kendi iktidarımızı ebediyete kadar koruyalım.
İşte İslami ahlakı bunların getirdiği yer tam da burası.
“Muhalefetsiz demokrasi” arıyor arkadaşlar. Ama kendilerine sorarsanız, değişimi başarmışlardır ve asıl demokrasi bunların elinde Türkiye’ye gelmektedir.
Eleştirmeyin.
Sormayın.
İktidarımıza toz kondurmayın.
Peki, ne yapalım?
Bizim gibi yapın. Nasıl muhalefet olmanız gerektiğini yazıyoruz. Bakın okuyun uygulayın.
İşte bunların demokrasisi.
İşine gelirse.