İşgal altındaki Doğu Türkistan
Türkiye'de bir grup, 1949'da Çin tarafından işgal edilen Doğu Türkistan'ın işgalini hor görmek yerine meşru görerek adeta Çin devletinin savunuculuğunu yapıyor.
Kimden yanasın?
Çin'den.
Kime karşısın?
Amerika'ya.
Arkadaş sizin aklınızdan zorunuz mu var? Kayıp ülke, ne Amerikalıların ne de Çinlilerin. Kayıp vatan bizzat Türklerin vatanı.
Şu hazin duruma bakar mısınız?
Türkiye'de Türkler, sözüm ona Çin mi Amerika mı diye tartışıyor.
Kardeşim hiçbiri değil. Bizzat Türk'ün kendisidir mağdur olan. Anlamıyor musunuz?
atv muhabiri Doğu Türkistan'a gitmiş. Bakın ne anlatıyor: "Gittiğimizde o ön yargıların yıkıldığını gördük, çünkü biz Batı medyasını okuyoruz, Batı medyasına göre hareket edip pozisyon alıyoruz. Ne kadar hata yaptığımızı gördük. Gerçekten suça meyil etmiş, suça bulaşmış iki kesim var orada. Orada bir terapi merkezini gördük..."
Baktınız ki Türkler tümden delirmiş. Hepsi terapi görüyor. Ve durumu anlayışla karşılayarak Çinlilere hak verip geri geldiniz öyle mi?
Öyle ise söyle de bilelim.
1- Türkler için bir rehabilitasyon merkezi kurulmuş da Çinli suç işleyenler için benzeri neden kurulmamış? Bir tek kafayı yiyen bizimkiler miymiş?
2- Diyelim ki bizimkiler hepten delirmiş. Kafayı yiyenlere sormadınız mı? 'Kardeşim bak dünyayı yönetecek koca bir Çin var. Gittikçe zenginleşiyor. Niye bu nimeti tepip rehabilitasyonluk oldunuz" diye.
3- Diyelim ki Batı medyası taraflı, dünyayı yanıltıyor. Peki, Birleşmiş Milletler ne diye rapor yayınlayıp bir milyon Türk'ün toplama kamplarında insanlık dışı uygulamalara maruz kaldığını söylüyor? 'Sevecen' diyerek övdüğünüz, size şirin davranan Çinliler, o sevimli halleriyle bunu neden yapmışlar?
4- Bu nasıl bir rehabilitasyon kampı ki bir milyon kişiye ulaştığı yetmiyormuş gibi, bir de sadece Türk etnik gruba yönelik kamp kuruyor. Diğer etnik gruplar kafayı yememişler mi?
5- Bu da can alıcı soru: 1949'da Doğu Türkistan'ın işgalini de içinize sindirdiniz mi? Bu da Amerikan medyasının veya Batı medyasının sizi şaşırtması mıydı yoksa Çin işgali gerçek miydi?
Konuyu Doğu Türkistan üzerinden tartışan Türk medyasının kalemşorları, öncelikle 1949 Çin işgalini kabulleniyor, sonra, başlıyor, zulüm var mı yok mu tartışmasına.
Kardeşim! İşgalin kendisi zulüm zaten.
Sen bir toplumun ülkesini elinden alıyorsun, sonra da bunlar marjinal militan Müslüman örgüt mensubu oldular deyip, toplama kamplarında aklın sıra rehabilite ettiğini söylüyorsun.
Asıl rehabilite edilecekler Doğu Türkistanlılar değil, Türkiye'dekiler. Çünkü buradakiler, kayıp vatanın peşine düşeceği yerde işgalcinin yanında saf tutuyor. Gerekçe olarak da Batı'yı ya da Amerikan emperyalizmini gösteriyor.
Kısacası Amerikan mandası mı, Çin mandası mı diye tartışıyor beyefendiler.
Hiçbiri değil:
"İstiklali tam" diyoruz...
Sizin Çinli yöneticilerle gezip gördüğünüz manzara bizi ikna etmez. Bu durum, askerde paşa gelecek diye yapılan teftişe benziyor. Her tarafı tertemiz yapan erat, paşa gittikten sonra kaldığı yerden devam ediyor.
Dünya Uygur Kongresi Başkanı İsa Dolkun, "Özellikle AB ve ABD, Çin hükümetinden kampların kapatılmasını ya da eğer bu kamplar Pekin'in dediği gibi eğitim kampı ise bu kampların uluslararası denetime açılmasını" istiyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünya ülkeleri toplanarak soykırım olmayacak diye söz vermişlerdi ama bu soykırım Doğu Türkistan'da başladı ve sürüyor.