‘Irkçı’ Ali Şîr Nevâyî!
Ali Şîr Nevâyî “Türk”ü birleştiren ve bayrağını yükselten “Turan”ın büyük değeridir. Der ki: Türk nazmıda çü min tartıp alem / Eyledim ol memleketni yek-kalem (“Ben Türk şiirinde bayrak kaldırdığım için o memleketi birleştirdim.”)
Ali Şîr Nevâyî, Anadolu’ya 3 bin, 5 bin km. uzaktan, Türkistan’dan ses vermiştir: Sağlığında bütün Türk Dünyasında nam salması, şiirinin gücüyle mi yoksa “Türk’üm” demesiyle mi? Düşünmeliyiz!
Trakya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden Dr. Nursel Özdarendeli Nevâyî’nin, 20 eserini tarayıp “Türk” kelimesi ve bu kelimenin oluşturduğu terkipleri tespit etmiştir. (Türkriz, “Ali Şîr Nevâyî’de Türk Kavramı”, S. 19, Ocak-Şubat 2013).
Nursel Hanım, çalışmasını Nevâyî’nin şiirleriyle sınırlı tuttuğu için, başka kitaplarında geçenleri almamıştır. Yukarıdaki mısralar bu makalede yoktur. Prof. Dr. Mustafa Canpolat Hoca’nın üzerinde çalıştığı Lisanu’t-Tayr’da yer alır.
Ali Şîr Nevâyî üzerine “Nevâyî’nin Sözleri ve Çağatayca Tanıklar” ı (TDK, 2011) yayınlayarak “Türk Dünyasını kalemiyle birleştiren” bu büyük şairin kelime haznesini Türkiye Türkçesine taşıyan Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin’in, Türkçe üzerine derinlikli açıklamasına giriş babından Dr. Nursel Özdarendeli’nin Nevâyî’de “Türk” kavramı üzerinde duruyoruz. (Prof. Dr. Kaçalin’in Türk dili üzerine görüşlerine sonra geleceğim.)
Nevâyî, eserlerinde Türk kelimesi, isim ve sıfat olarak Türk milletinin adını ve milletle ilişkili çeşitli anlamları ifade etmede çokça kullanır.
Türk, Etrâk (=Türkler), Türkçe, Türk tili, Türkî elfâz Türk elfâzı, Türkâne, Türk ili, Türk ulusı, Türk hükemâsı, hakan-ı Türk, Türk padişahı, Türkçe hatt, Türk ekalîmin, Türk nazmı, Türkî üslûb, Türk şevki, Türk meşâyıhı, Etrâk zuafâsı, Etrâk-ı fakîr vb.
Nevâyî, Türkçeyi savunduğu eseri Muhâkemetü’l-Lugateyn’de, Türklerin genel karakteri hakkında şu sözlere yer verir:
“Andakmalûm bolur ki Türk Sartdın tîz-fehmrak ve bülend-idrâkrek ve hilkatı sâfrak ve pâkrek mahlûk boluptur.” (“Bilindiği üzere, Türk Sart’tan daha pratik düşünceli, daha yüksek kavrayışlı ve yaradılış bakımından daha saf ve temiz yüreklidir.”)
“Leylî vü Mecnûn” mesnevîsinde, Türklerin “iyi huylu ve temiz yürekli” olduğunu belirtir:
“NÎçün ki bu kün cihânda etrâk / Köptür hoş-tab u sâfî-idrâk” (“Bugün cihanda Türkler çokturlar; iyi huylu, saf, temiz ve anlayışlıdırlar.”)
Nevâyî, Türkleri övgüde Kaşgarlı’yla âdeta yarışmaktadır. (“Divanu Lügati’t-Türk”ün ön sözünü lütfen okuyunuz.)
Biliyorsunuz, Türklerin atası tarihte Hz. Nuh’un oğlu Yâfes gösterilir. Nevâyî, “Türklerin atası oğul Yâfes’in, kardeşlerinden peygamberlik tacı ile üstün, resullük mansıbı ile seçkin olduğunu” söyleyerek Türk düşmanlarına, Türk’ü silmek isteyenlere bir koz(!) verir: Bu sözlere bakarak Nevâyî’yi “ırkçı” (!) bile görebilirler!
Nevâyî, diğer milletlerin kültürünü kendi kültürünün yanında aşağı ya da ikinci bir konuma yerleştirmiştir.
Zamanımızda Türk’ün ve Türkçenin neden tartışıldığını, kendi içinde dahi kiralık beyinlerin neden çok olduğunu tarihe bakın anlarsınız.