İnanıyoruz, yaparsınız.
Cumhurbaşkanı bilerek ve isteyerek mi "Anayasa Mahkemesi kararlarını "tanımıyorum ve uygulamam da" dedi bilmiyoruz...
Ancak olay vahim...
Demek ki Türkiye asla huzur bulmayacak... Taşlar yerli yerine kesinlikle oturmayacak...
Daima birinin yaptığını öteki, ötekinin yaptığını beriki yok sayarak, sürekli gerilim, sürekli çatışma ile yaşayacağız...
Galiba öyle...
Çok yakında verilen hukuk kararlarını cumhurbaşkanının onayından sonra yürürlüğe koyan bir kanun tasarısı gelirse şaşmayın. Yeni anayasa, yeni Türkiye, yeni yönetim felsefesi bunu istiyor galiba....
Bir çeşit padişah keyfiyeti...
Arkadaş, siz, bir taraftan "Türkiye başkanlık sistemiyle kurtulur" diyorsunuz. Yetmiyor; size güvenmemizi istiyorsunuz.
Diğer taraftan kendi koyduğunuz kuralları yine kendiniz çiğneyerek çelişkilerle dolu bir siyaset süreci yürütüyorsunuz.
Bu nasıl iş?
Bir taraftan, "darbelerden bıkmadınız mı? Kaç yıldır gelin darbe anayasasını değiştirelim diyoruz bizimle çalışmıyorsunuz" diye muhalefeti suçluyorsunuz.
Anayasacılığa soyunuyorsunuz...
Sonra yine kendiniz darbe mantığına sığınıyorsunuz...
Yanlış mı?
Yanlışsa bu yapılana ne diyeceksiniz?..
Anladık... Tamam... Gazetecilere öfkelisiniz...
Bana kalsa ben, Türkiye'nin yasal da olsa millî çıkarına ters düşecek bir haberi asla yapmam... Kimse kusura bakmasın. Benim için ülkem, gazetecilikten önce gelir.
Böyle yaptığım için isteyen beni sonuna kadar eleştirebilir... Daha ileri gideyim: IŞİD, PYD güçlerini temizleyecek ve benim de millî çıkarlarım burada yatıyorsa, hükümet de bu durumu millî çıkarlarımız için değerlendiriyorsa, yine haber yapmam...
Ancak bu bireysel bir tavırdır. İş hukuk bağlamında ele alınır ve ben de mesela vali, kaymakam, hükümet başkanıysam, hukukun kararından hoşlanmasam bile, sonuna kadar hem uyarım, hem de saygı duyarım...
Açık yasal hükümlere rağmen, yasaları hiçe sayarak "Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararları uygulamam" diyen bir anlayışı asla benimseyemem. Çünkü yürütmenin ödevi yasalara uygun kararlar almak ve devlet işlerini buna göre yürütmektir...
Kaldı ki, hâlihazırdaki Anayasa Mahkemesi'nin pek çok üyesini AKP hükümetleri atamadı mı?
AİHM kararlarından bunalan Türkiye'nin önünü açmak için bireysel başvuru hakkını AKP hükümeti getirmedi mi?
Getirdi...
Arkadaş...
Siz kendi yapıp eylediklerinizle bile kavgalısınız. Bir de anayasa yapmaya kalkıyorsunuz... Yarın kendi yapacağınız anayasa ile kavga etmeyeceğinizin garantisi var mı?
Kuracağınızı söylediğiniz başkanlık sistemiyle yetineceğine dair bir güvence var mı?
Uygulamalarınız "yok" diyor.
Kusura bakmayın... Bu anlayıştan hukuk devleti çıkarmak mümkün değildir. Hukuk devleti çıkmayan zihniyetten olsa olsa hukuk devleti yerine zorba devlet çıkar...
Gelinen noktadan bakıldığında işte "Yeni Türkiye'niz..."
Onunla ilk siz kavga ediyorsunuz.
Kararlarını ilk siz beğenmiyorsunuz...
Affedersiniz ama sizin barışık olduğunuz hiçbir şey yok ki...
"Dindarız" diyorsunuz ama dinin kendisini bile siz yozlaştırdınız. Onun apaçık hükümleri olan "emr olunduğunuz gibi dosdoğru ol" felsefesini kim geçersiz kıldı? Kim çökertti?..
Siz, "Yeni Türkiyeciler!.."
"Adaletle hükmediniz" söylemini iktidar olunca kim çöpe attı?
Siz, "Yeni Türkiyeciler!..."
"Kul hakkı yemeyiniz" ilkesini hangi partinin hükümetleri sizin kadar yozlaştırıp içini boşalttı?
Sizin sözde "yeni Türkiye kuran" hükümetleriniz...
Dolayısı ile azizim, Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını tanımam ve uygulamam demenize çok şaşırmadık...
Yaparsınız...