İmzacı Akademisyenler! Şimdi içiniz rahat mı?!
Kandil paraleli bildiriyi imzalayan 1128 akademisyen, akan kanların sorumlusudur. Diyarbakır Çınar'da patlamada şehit düşen 5, 1 yaşlarında ve 5 aylık yavruların katili olduklarını düşünmüyorlar mı? Onlar bildiriye imza vermekle PKK'yı cesaretlendirmişlerdir.
Kandil bildirisini imzalayanların ilimle ilgileri yoktur; üniversite kürsüleri onlar için birer propaganda aracıdır.
Onlara Kandil'in, İmralı'nın mesajlarını iletmelerine imkân verilmemelidir.
Bu akademisyenler suç işlemişlerdir. Kanunlar ne diyorsa yerine getirilmelidir. Son saldırılarda, PKK'nın akademisyenlerden cesaret alarak insanlarımızı katletmediğini, mala zarar vermediğini kimse iddia edemez.
CHP iyiden iyiye HDP'nin kuyruğunda Kandil'e doğru yol alıyor.
Ölümün olduğu yerde fikir hürriyetinden bahsedemezsiniz. Akademisyenler fikir üretirler, ilim üretirler ama terör üretemezler; teröriste destek veremezler.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu "Bu bildirideki görüşlere katılıyorum." derken, CHP sözcüsü Haluk Koç, "İçeriğinden bağımsız değerlendiriyorum." diyerek açık kapı bırakıyor:
"Bazı akademisyenlerin kendi görüşlerini ifade eden bir açıklama yapmaları sonrası fırtına kopartıldı. Bildirinin içeriğinden bağımsız değerlendirmeler yapıyorum. Düşünce hürriyeti demokrasilerde temel alanlardan bir tanesidir. Şiddet çağrısı yapmayan, terörü teşvik etmeyen düşünceler ifade edilebilir."
Haluk Koç Bey! Allah aşkına, bir savaşın ortasında yayınlanan böyle bir bildiri saldırganlara cesaret verir mi vermez mi? Ve böyle bir bildirinin maksadı, "Devlet PKK'nın önünü açmalıdır." demek değil midir?!
Sezgin Tanrıkulu'ndan hiç bahsetmeyelim... O yolun yolcusu!
CHP'ye kim sahip çıkacak?! Bu gidiş gidiş değil.
Bir not: Boğaziçi Üniversitesi beni mahkemeye vermiş. (Mahkemeye intikal eden konuda ayrıntıya giremeyeceğim.)
Boğaziçi ile ilgili bir yazımda gaylerden bahsetmiştim. Boğaziçili gay olduğunu söyleyen bir kişi açıklama gönderdi ve yayınladım. Bir hata yapmışsam kabul ettiğimi de belirttim. Yönetim bir açıklama gönderseydi elbette yayınlayacaktım. Mahkemeye koştular. Maksat belli. Cevabımda söyleyeceğim!
Son yazımda da Robert Kolej için "Bulgaristan'ı kuran okul" diye yazmıştım ve Kandil'in paralelindeki bildiriye en fazla imza (sayı 88) Boğaziçi'nden atıldığı notunu düşmüştüm. Yine mahkemeye gideceklerdir herhâlde! Yazımda adı geçen hanım da o imzacılar içinde. Robert Kolej ile Bulgar komitacıları arasındaki bağ, hem de Bulgaristan'da İngilizce yayınlanan bir kitapta yazılıdır. Kitaptaki makalenin sahibi de bir Robert Kolej mezunudur. Makalenin künyesi: "Assoc: Prof. Dr. A. Baran Dural, "Balkan Nationalism In Considiration of Nationalist- Revolutionary Leadership and Nationalist Turkish Literature: The Lost of Western Rumelia/ Freedom Problem/ Events- Portraits Eastern", Question, imperial Policy and Balkan Nationalism (1815-1918), Burgaz 2013. S. 61-110. Robert Kolej'in Bulgaristan'ın kuruluşuna hizmeti "The School that Establishes Bulgaria" başlığı altında 83-85. sayfalar arasında işlenmiştir.
Cephe gerisinde savaş kızışıyor!