İmza barış için mi?!
Tutuklu akademisyenleri CHP'nin içindeki "uzantı" Sezgin Tanrıkulu ziyaret etmiş... (Sezgin daha önce CHP Genel Başkanı Yardımcısı'ydı. Son kongreden sonra yardımcı yapmadılar. Acaba PKK ile ülfeti fazla göze çarptığı için mi?)
Sezgin akademisyenlerden ne mesaj taşımış diye baktım. Ooo neler var twitter'ında! Tutuklular iki erkek bir hanım. Hanım başka hapishanede olduğu için ziyareti bir güne sığdıramamış muhtemelen.
Bu mesajları vereceğim, ardından tekrar 1128 akademisyenin imzaladığı bildiri metninden hareketle sorular soracağım.
Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya'nınki: "Savaşa ve diktatörlüğe karşı, barış ve demokrasi talebimizi dile getirmeye devam edeceğiz."
Doç. Dr. Kıvanç Ersoy'unki: "Burası demokrasi mücadelesini sahiplenen herkesin bir dönem yolunun düşebileceği bir duraktır..."
Üçüncü tutuklu hanım da daha önce "Barış arzulayan bizler sözümüzün arkasında durmaya devam ediyoruz." mesajını göndermişti.
Her üçü de "barış" ve "demokrasi" kavramlarının içini boşaltmışlar.
Sezgin, senin adamların bir de akademisyen olacaklar! Doktorasını vermiş bir insan önce analitik düşünmeyi öğrenmeli. Onların tezlerinin danışmanları kimlerdi, merak ediyorum.
Madem bu tutukluların masajlarını yayınladın, "İşte bu barış ve demokrasi talebi yüzünden tutuklandılar." diye imzaladıkları PKK metnini de yayınlasaydın. Var mı cesaretin?
"Barış" diyen, "demokrasi" diyen bir insan hendekleri, bombaları, kurtarılmış bölgeleri, devlet içinde devlet kurulmasını meşru görebilir mi? Ülkenin birliği için bölücülerle mücadele edenleri katliamcı gösterebilir mi?
Sezgin, senin genel başkanın hâlâ imzacıları savunuyor. İstiyorum ki imzacıları savunurken, onların altına imza attıkları metni halkımızın karşısında bir okusun. "Barış" ve "demokrasi" kavramlarını mülevves fikirlerine kalkan yapan akademisyenlerin neyi imzaladıklarını insanlarımız bir daha görsün... Eğer halk bu metni alkışlıyorsa, genel başkanın imzacılara sahip çıksın. Ne dersin Sezgin?
Sezgin, senin adını buraya anmak bile zait ama CHP'desin. Milyonlar bu partiye oy veriyor. CHP'nin nereye gittiğini halkımız fark etsin istedim.
PKK seninle ne kadar iftihar etse azdır.
Sezgin, son yazdığından geriye doğru giderek göz attım tweetlerine... Hemşehrin Cahit Sıtkı Tarancı'nın 1946'da CHP'nin şiir ödülünü kazanan ünlü "Otuz Beş Yaş" şiirini vermişsin. Keşke, bir ara CHP'nin seçim çalışmalarında kullanmak istediği "Memleket İsterim" şiirini alsaydın, diyeceğim ama hiçbir mısrası sana uymaz. (CHP neden bu şiirle propaganda yapmaktan vazgeçti? MHP Genel Başkanı'nın çok daha önce bu şiiri öne çıkardığı kulaklarına fısıldandığı için mi?)
Tutuklananlardan birinin beş yaşında oğlu varmış. "Bırakın beni. Oğlum bekler." demiş. İçim cız etti. Hakikaten çocuk için büyük üzüntü. Düşündüm. O akademisyen, PKK bildirisine imza atarken katliamcı dediği devlet güvenlik güçlerinden kaçının şehit düştüğünü, kaçının anne karnında, kundakta, üç yaşında, beş yaşında... yetim kaldığını, her gününü baba özlemiyle geçirdiğini aklına getirmiş midir?