İki mektup... Nasıl bir Türkiye?

İki farklı okuyucunun mektubunu vereceğim. Birinci mektup doğrudan üzerime geliyor. Diğer mektup nezaket çerçevesinde farklı bir kimlik veriyor.

Birincisinde imza yok. İkincisinde imza var. İznini almadığım için adını vermeyeceğim.

İki notun yazarının da “kalem sahibi” olduğunu hemen anlayacaksınız. Notları, Türkiye’nin “fikir manzarası”nı göstermesi yönüyle önemsiyorum. (Birinci notta bir sıfat çok ağırdı; kanunî sınırlara giriyordu. İster istemez sansürledim.)

***

Birinci mektup:

Sn. Tekin.

Yaklaşık 2 yıldır size bir mesaj çekmedim, çekmeyi de düşünmedim, ancak bugünkü Yeniçağ sürümünde kaleme aldığınızı gördüğüm "Bir lâ diniden din savunması" başlıklı, gerçekle bağdaşmadığını düşündüğüm makalenize karşı... kısa bir-iki kelam etmek istedim.

Türklükle islamı bütünleştirmeye çalışmak, hem gerçek dışı, hem Türk karşıtlığı içeren hem de vatan hıyanetine kadar gidebilen bir yoldur ve açıkça "arap milliyetçiliğidir".!!!

Sizin politik ve ideolojik kimliğiniz ortada (*) olduğu için aslında çok şaşırtıcı olmasa da Türkiye'nin ekonomik, kültürel, eğitimsel, bilimsel, teknik ve ulusal bir yokoluşun tam içinde olduğu bu süreçte yazdığınız bu makale alenen bir Türk karşıtlığıdır!!!

Türk ulusunun en büyük düşmanı ya da karşıtı; "islam dini ve islamcılık belasıdır"!!!

Sizler sayesinde 21 yılını doldurmuş olan "siyasal islam" yönetimi, ülkenin milli ve toplum sağlığı alt yapısını çok dramatik biçimde yıkmış, Türkiye'yi suriyeli arap k...leri ile karıştırarak iyice tartışmalı bir milli yapıya doğru götürmeye çalışmaktadır...! Bu olup bitende sizler gibi arap milliyetçisi islamcıların, yalan din islamın savunucularının dramatik katkı ve destekleri olmuştur. Okuldan, bilimden çok cami ve tekkenin bulunduğu Türkiye, işte sizin savunduğunuz saçma, çağdışı, karanlık ve iğrenç görüşler sayesinde husule gelmiştir!!! Bunun böyle gitmeyeceğine, Türk'ün islamdan bir şekilde kurtulacağına, suriyeli kandaşlarınızın kapı dışarı edileceğine, sizler gibi İslamcıların da muhtemeldir ki yurtdışına gönderileceğinize inanıyoruz. 21.yy, insan yapısı ilkel arap mitolojisi olan islamın yokolduğu yüzyıl olacaktır...

ATATÜRK'ün, dini kuruluşlara gittiği iddiası da son derece tartışmalı bir iddia olup, kanıtlanması zorunludur. Nutuk'ta ve ATATÜRK'ü anlatan gerçek bilgilerde dinle irtibatlı olduğu yönünde tek bir satır bile yoktur. Size tavsiye, saçma sapan hususlar okuyacağınıza NUTUK'u okumanızdır.

Sanırım, Türk ulusunun 7.yy'da tarihin en şanssız sürecini yaşayarak ve hazırlıksız ve savunmasız yakalanarak, arap saldırıları karşısında büyük bir dram yaşayarak, iranlıların da ihanetini görerek, 200 yy süren bir zaman süreci sonrasında müslümanlığa doğru yönelmeye başladığını, bunun Türk milleti için çok olumsuz olduğunu bilmiyor olabilirsiniz. Biraz araştırın da öğrenin...

Son sözüm: islam sadece Türk milletinin değil insanlığın, uygarlığın, bilimin ve teknolojinin ve de refahın baş düşmanıdır...!!! Son 2 aydır vuku bulan ortadoğuya özgü çatışma ortamına bakınca bu rahatlıkla görülür!

***

İkinci mektup:

Merhaba Arslan Tekin Bey,

Bazen denk geldikçe güzel bir üslupla kaleme aldığınız yazılarınızı okuyorum.

Yazılar yazarın aynasıdır, içteki bilgi, inanç ve itikat karın yansımasıdır.. Belli ki sizlerde de bilgi çok görünüyor ama nasıl!?

Anladığım kadarıyla tarihe mal olmuş ve etkinliği müsbet veya menfi devam eden şahıs ve Şahsiyetlerin bilgisi, belgesi ve görgüsü sizlerde pek zayıf, hatta noksan ve yanlış telakkilerle seyrediyor. İnsan konuştuklarıyla olduğu kadar yazdıklarıyla da mes'uldür.. Mamafih daha şümullü, derinlikli, hakikatli, kaynaklı, belgeli ve doğru bilgili/ yalan olmayan tarihli, doğru referanslı, aydınlanmış bir zihinle gelecek yazılarınızı beklemekteyiz. Ahirete, Allah'ın huzuruna Cahil olarak gitmekten yine Allah'a sığınırız..

Selam ederim.

***

Birinci mektupta “Yeniçağ sürümünde kaleme aldığınızı gördüğüm ‘Bir lâ diniden din savunması’ başlıklı, gerçekle bağdaşmadığını düşündüğüm makalenize karşı...” ifadesinde bahsedilen “lâ-dinî” Atsız’ın dinî eğitiminin gerekliliğe dair sözlerini vermemden dolayı beni “İslâmcı” diye vasıflandırıyor, yüklendikçe yükleniyor, genelde, kabul edilemeyecek ağır sıfatlar kullanıyor.

İkinci mektup, sanırım beni Vahîdettin, Şeyh Said, Said-i Nursî tenkidimden dolayı muaheze ediyor.

Türkiye’den iki manzara. Bilmenizi istedim.

Yazarın Diğer Yazıları