'İki Gözüm Türkçe'

Dilimiz bozuluyor. Siyasîleri dinleyin, nasıl bir Türkçeye evrildiğimizi görürsünüz. Hep onlar konuşuyor, onlar akıl veriyor. Her şeyi bilen onlar... Kültür adamları şurada burada kendilerini birazcık gösterebilirlerse, dikkat kesiliyoruz. Ama yok. Sık ekrana çıkarılan bir iki isim var. Onlar da sade suya tirit. Bir iki frapan lâf savururlar, adlarından bahsettirirler. Bu onlara kâfidir. Böyle kitaplarını sattırırlar. Kitaplarına baksanız, koskoca "kültür adamı", "ilim adamı" bunu mu yazmış dersiniz. Dert dert üstüne!

Siyasîler Türkçemize sahip çıkmadıkça bir çare bulamayız.

Ekranları açtığınızda karşınıza çıkan ilk isim kim? Recep Tayyip Erdoğan. Beyefendi, Türkçenin bozulduğunun farkında. Nihad Sami Banarlı'nın Türkçenin Sırları kitabını hatırlatması bunu gösteriyor ama...

R. T. Erdoğan'ın görünmez camdan okuduğu metinler başdanışmanlarından çıkıyor. Yine keşke diyorum, "sağlam Türkçe"yi bilen, dilimize emek vermiş birkaç danışman daha eklese de onlar metinleri kontrol etseler. "Sağlam Türkçe" bilen danışman mı kaldı diyeceksiniz... Olmaz olur mu! "Konuştuğunuz, yazdığınız Türkçe değil!" diye bağırmaktan sesleri kısıldı; kalem oynatmaktan kalemleri köreldi. Arasa bulur. Bütün zorluklara rağmen, yine bir uç verip kendilerini gösteriyorlar.

D. Mehmet Doğan meselâ... Beyefendi'nin de yakından bildiği bir şahsiyet. Türkiye Yazarlar Birliği'nin her şeyi. Eski RTÜK üyesi.

Bizimkiler "padişah" deyince içleri titrer, gözleri buğulanır. Madem öyle, bari padişahların kültür hizmetlerini, Türkçeye verdikleri ehemmiyeti dikkate alsalar. Hepsini demiyorum tabiî... II. Murad esas isimdir. Fatih'in de babası. Fatih de bir kültür adamı. Sadece onun devrini bir inceletseler. (Dr. Nihat Azamat yardımcı olur. Doktora tezi vardır.)

Dil meselesini çok yazdım. İnsanın tükendiği yerde umut doğar. A. Yağmur Tunalı'nın "İki Gözüm Türkçe" kitabı çıkageldi. (Hülbe Yayınları, 336 s.)

A. Yağmur Tunalı geçmişte televizyon ekranlarında sık gördüğünüz bir isim. Türkiye'nin sayılı kültür adamlarıyla konuşmuştur. O mülâkatlarını da kitaplaştırdı. (Bittiği Yerde Başlar (16 Cumhuriyet aydınıyla mülâkatı. Gittiler, 26 kültür adamına dair biyografik değerlendirmesi.) TRT'den yeni emekli oldu ve kendisini tamamen kitaplarına verdi.

Yağmur Tunalı, kitabını "ustası" Nihad Sami Banarlı'ya ithaf etmiş:

"Türk'ün herşeyini sevdi, fakat dilini ayrı sevdi. Çünkü Türkçe varlık sebebimiz ve millet hâlinde devam sırrımızın sesiydi. Bundan dolayı, Türkçe deyince ilk hatırlanan o'dur. Bunun için hâtırasında emsalsiz bir Türkçe güzelliği gülümser. / Bu kitap, Türkçenin Sırları'ndan elli yıl sonra onun anlayışıyla ve yol göstericiliğiyle yazıldı. Bu mânâda bir devamlılığın ifadesidir ve o'na ithaf edilmesi, yazar, için zevkli bir vazifeden öte mânâlar taşır. / Aziz Nihad Sâmi Banarlı'ya, diline, bilgisine, sevgisine şükran, minnet ve hayranlıkla..."

Yağmur Tunalı, kitabın ilk satırlarında niçin "İki Gözüm Türkçe" dediğini açıklar:

"Türkçe büyük derdimizdir. 'Bizi biz yapan dilimizdir' demedikçe farkına varamayacağımız, önemini anlayamayacağımız bir derdimizdir. Bozulması bütün bir milleti, bugünü ve geleceğiyle bozan-bozacak, yoran-yoracak bir derdimizdir. Hüküm gayet açıktır: Türkçe varsa varız."

Yağmur Tunalı, derin tefekkürüyle dilimizin meselelerini deşer de biz burada bitirebilir miyiz! Daha yazacaklarımız var.

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları