Hükûmetin sosyal ağlar ile sınavı

Günümüzde internet kullanıcılarının internetteki başlıca faaliyetlerinden biri olan sosyal ağların ilk örneği 1997 yılında kullanıma sunulan ve kullanıcıların profil oluşturup arkadaşlarını listeleyebildikleri SixDegrees’dir.

Buradaki amaç, kullanıcıların çevrimiçi olarak bir araya gelmesi, etkili iletişim kurması, tartışmalarına, değiş tokuşta bulunmasına ve sosyal etkileşimin herhangi bir şekline katılıma izin veren web tabanlı yazılım ve servisleri ifade eden genel bir kavramdır.

Yıllar geçtikçe sosyal mecraların pazarlama ve marka hedefleri doğrultusunda kullanımı da ticari hayata yadsınamaz katkı sağlamıştır. Sosyal ağların tüm dünyada kullanıcı sayısının hızla artışı ve günlük iletişimin ayrılmaz bir parçası haline gelmesi, dijital dönüşümün hızlı gelişmesi, mikro blog alanların çokluğu ve yapay zekâ, algı yönetiminin ana teması hâline gelmiştir.

Örneğin dünya İnternet devleri arasında en çok paya sahip olan Google yazılım ve sistemleri, dünyada birçok tekeli elinde barındırıyor. Buna sadece "Arama Motoru" olarak bakmamak gerekiyor. Google arama motoru sadece ticari değil, istihbarat açısından çok büyük öneme sahiptir. Yine bugün arama motoru olan ABD, Çin, Rusya gibi ülkeler aynı zamanda tamamen kendi sosyal medya mecralarına da sahipler. Amaçları bu mecraları kontrol altında tutarak buralardaki bilgiler ile beslenmek, aksiyon alınabilir ticari kazançlar sağlamak ve istihbarat oluşturmaktır. Örneğin istatistiklere göre Türk Kolluk Kuvvetlerinin sadece bu yabancı arama motorları ve sosyal medya araçları ile "Açık Kaynak İstihbaratı (OSINT)" sağlama ve kullanma oranı %97’ye ulaşmışken, ülkemizin neden bir Google ya da Yandex’i yoktur?

***

Büyük devletler ürettikleri teknolojiler ile birlikte bağımlı bir ticari pazar gütmektedirler.

Devletlerin alt yapıları ve teknolojik bağımlılık ülkeler için büyük tehdittir. Yarın başka sorunlar yaşamayacağımızın garantisi yoktur. Google, 5’ten büyüktür. Bunun için Devlet olarak gerekli tedbirleri alarak millî, halkın devletine güvendiği sistemler, şeffaf platformlar üretilmelidir. Bunun için hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı en önemli olgudur.

Etkin sosyal ağlar arasında blog siteler ve haberleşme uygulamaları açısından YouTube, Facebook, Instagram, Twitter, WhatsApp, Telegram, Snapchat gibi uygulamalar üzerinden hükûmetlerin Arap Baharı’nın sosyal propaganda sürecinin etkilerini dünya çapında deneyimledik. Artık sosyal medyayı yönetemezsiniz, sadece sosyal alanları yönlendirebilirsiniz. Bu sebeple bu tür tehditlerin karşısında hükûmetlerin özgürlük ve tehdit eşiği sürekli değişmektedir.

Özellikle devletin bile sistemsel ve yapısal olarak e-devlet’e geçtiği bir süreçte, dünya ile entegre olmuş sosyal medya alanlarının kapanması mümkün değildir. Devlet, halkının ruh sağlığını, itibarını ve kendi dirayetini her alanda korumaktan imtina edemez. Fakat sosyal mecralar denetlenmeli, insanların haber ve dünyayı okuyabilen alanlarla iç içe geçmiş insanların alışkanlıklarını, her mümeyyiz kişi sosyal alanların intikam duygularıyla yasaklanmayacağını bilmesi gerekir. Devletin tüm kurumlarının iletişim araçlarının yabancı platformlar üzerinden kullanılması dünyanın vazgeçilmez bir gerçeğidir. Bıçağı ekmek kesmek için de kullanabilirsiniz, cinayet işlemek için de. Önemli olan niyetinizdir. Sosyal medya da böyledir! Güncellere ulaşmak ve yaymak için de bu mecraları kullanabilirsiniz, sahte ve yanlı algı oluşturmak için de. Bu başlı başına bir sorunu barındırıyor.

Siyasal iktidar maalesef millî yazılım konusunda güven vermiyor. FETÖ sürecinin yıllarca dinleme, şantaj, UYAP’a sızmaları gibi konulardan dolayı millî yazımlara Türk milletinin büyük bölümü destek vermiyor. Bu tür baskılar sebebiyle ve siyasi saiklerle toplum hâlen dinlenme korkusu yaşadığı için, yabancı uygulama ve yazılımlar tercih edilmektedir. Yabancı uygulamalar kullanmak, özgürlük alanı olarak kabul görmektedir.

Hükûmetin en son tehdit algısı olarak gördüğü Instagram’ın Hamas liderinin öldürülmesi karşısında, BTK tarafında erişim yasağı uygulanması, büyük bir tepki oluşturmuştur. Halbuki Meta şirketine bağlı Facebook ve Instagram uzun yıllardır “filtre” uygulamaktadır. Uzun yıllar Hamas, IŞİD, El Kaide vb. isimler filtre olarak yasaklanmaktadır.

Bu tür uygulamalar üzerinden hesaplaşma ve kutuplaştırma, siyasal yapılar için aklıselim bir olgu değildir. Devlet aklı kişiler üzerinden değil, sistem ve gelenekler üzerinden işler. Milyonlarca insanın kullandığı sosyal mecraların yasaklanması, beklenmedik tepkiler doğurarak sosyal patlama atağına gerekçe oluşturur. Dış misyon temsilciliklerinin de istediği budur. Kargaşa ve kaos, ancak millî birliğimizi istemeyen bedhahlar için sevinç kaynağıdır. Gezi eylemleri bir ağaç meselesi değil, sosyal bir mühendislik ve patlama sürecinin getirdiği bir olgu olarak sahaya sürülmüştür. Meta şirketi uzun dönemdir, İsrail ve Hamas konusunda filtre kullanıyor. Bunu Hamas'a indirgeyerek Instagram üzerinden mesaj vermek uzun vadede bir şey kazandırmayacaktır. Çünkü halkın büyük bölümü buna hak, talepler ve kısıtlanmalar üzerinden bakıyor. Hükûmetlerin tehdit olarak gördüğü olgular, kullanıcılar için değildir. Daha önce Trump’ın twitter hesabı bile kapatıldı.

ABD, İsrail ve AB ülkeleri; Irak, Suriye, Mısır, Libya, Tunus, Bahreyn, Cezayir, Ürdün, Yemen’de büyük çaplı ‘Arap Baharı’ yaptılar. Şimdi bu ülkeler üzerinde oyun kuran cephe, rotasını Türkiye’ye doğru çevirdi. Bu sebeple ülkemizde özgürlük alanlarının kısıtlanması, ABD, AB, İsrail’in iştahını kabartmakta, toplumsal öfkeyi diri tutmaya çalışmaktadır.

Bu sebeple Türkiye’nin yasaklarla ayrıştırarak değil, millî birliği tesis edecek konularda gayret göstermesi en büyük beklenti olmadır.

Yazarın Diğer Yazıları