Helallik alınacaklar listesi uzun
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu''nun "Turistin görebileceği herkesi mayıs sonuna kadar aşılayacağız" sözlerine verilen tepkiler durulmamıştı ki, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sosyal medyada bu ülkenin vatandaşlarını da turizm çalışanlarını da aşağılayan ve izleyeni utandıran bir tanıtım videosu yayınlandı; ancak gelen tepkiler üzerine yayından kaldırıldı.
Kötü yönetim sonucu ekonominin geldiği bu halde, üç kuruşa muhtaçken, seçimlerden önce düze çıkmak için tek umudu turistin getireceği dövizde gören yönetimin can havliyle hazırladığı bu rezil reklam filmi için harcanan para da zaman da böylelikle çöpe gitmiş oldu.
Bir de üstüne, Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kısıtlamalardan etkilenen esnafımızın bir kısmı ile turizm sektörümüze de bu zor dönemde ayakta kalabilmeleri için her türlü desteği (!) vermenin gayreti içindeyiz. Buna rağmen sıkıntıya düşen insanlarımız, esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz" dedi ve söz, salgın döneminde kötü yönetimin daha çok mağdur ettiği vatandaşa çevrildi.
Peki, hangisi helal edecek hakkını?
Virüs karşısında en büyük tehlikeyi göze alarak, canını ortaya koyarak mesleğini icra eden, ailesiyle dahi görüşemeyen sağlık çalışanlarının tüm özverilerine rağmen, geç veya yanlış alınan kararlar yüzünden virüse karşı başarıyı elde edemememiz karşısında; sağlık çalışanları haklarını helal edecek mi?
Bilim insanlarının tüm uyarılarına, bilime dayalı açıklamalarına, ısrarlarına rağmen, sözlerini kale almayan, onların uyarılarına göre değil, siyasi saiklerle karar alan, lebalep kongreler yapan yönetime karşı; bilim insanları haklarını helal edecek mi?
Ancak turistlerle teması halinde ve turistleri korumak veya en azından turiste güven vermek amacıyla aşılanmaya başlanan, onun dışında canı, sağlığı önemsenmeyen turizm çalışanları haklarını helal edecek mi?
Aylarca online sistem üzerinden ders anlatmaya çalışan, bilimsel bir mantığı olmaksızın siyasilerin keyfiyetiyle aç-kapa eğitim sistemi içerisinde öncelikli aşılanacakları söylenen ama aşı sırası bir türlü gelemeyen, sağlıkları, canları hiçe sayılan öğretmenler haklarını helal edecek mi?
Keyfi yönetimin öngörülemeyen anlık kararlarıyla günbegün farklı periyodlara uyum sağlamaya çalışarak, internet ve televizyon kanalından aldıkları (!) eğitimle sınanacak olan sınava girecek binlerce öğrenci hakkını helal edecek mi?
Turizmin eğitimlerinden daha çok düşünüldüğüne şahit olan, okulları değil, otelleri açmak için kafa yoran bu yönetime karşı, öğrenciler haklarını helal edecek mi?
Okulları, anaokullarını ve kreşleri zaman zaman kapatıp açarken, çocuklarını kime emanet edeceği düşünülmeyen ebeveynler haklarını helal edecek mi?
Eğitim ve öğreniminde bir günün kıymeti bile fazla olan, ancak bu hesaba katılmadan tüm okullarla birlikte eğitimi durdurulan engelli çocuklar, gençler ve aileleri haklarını helal edecek mi?
Aylarca kapalı kalan kafe, bar, restoranlar, üç kuruşluk devlet desteği ile avutulmaya çalışılırken, zaten aylardır sinek avlayan mağaza ve dükkanları şimdi bir de kapalıyken işini kaybetmemek için dertten uyku uyuyamayan esnaf hakkını helal edecek mi?
Usulsüz ve Anayasa''ya aykırı bir şekilde alkol satışları yasaklanarak, gelir kapıları kapatılan tekel bayisi sahipleri haklarını helal edecek mi?
Sigortasız çalıştırılan, çalışmak zorunda olanlar, seyyar satıcılar… Maddi sıkıntılarına el uzatamayan bu yönetime hakkını helal edecek mi?
Sokağa çıkma yasağına getirilen ceza tutarı dahi, maaşından fazla olan asgari ücretli, helal edecek mi hakkını?
"157 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa yardım gönderdik" diyerek övünen Cumhurbaşkanı''ndan bir maske yardımı dahi göremeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları helal edecek mi haklarını?
Türkiye''de bu soruların cevabını öğreneceğimiz tek yer sandık.
Ancak laik, demokratik bir hukuk devletinde, yöneticilerin sorumlulukları bulunur. İyi yönetememek, yanlış kararlar almak, yanlış uygulamalar yapmak ve hatta yanlış açıklamalar yapmak bile o yöneticinin sorumluluğunu doğurur ve yöneticiler, helallik istemez; yasamanın ve yargının denetimi altında hesap verir, görevden alınır veya istifa eder.
Bugün, demokrasisi zayıflatılmış Türkiye''de ne yazık ki yöneticiler hesap verme sorumluluğunu taşımıyor; cevap verecek bir alan dahi bırakmayacak kadar ifade hürriyetini sınırladığı halkından helallik istiyor.