'Hayır'a evet demek ya da YARSAV
Film gibiyiz film.
‘Evet’e hayır; ‘hayır’a, evet diyeceğiz.
Ey dünya! Var mı bizim gibisi?
Demokrasi peşindeyiz azizim; demokrasi.
Dünyanın neresinde hayır demek için öncelikle evet demek zorunda kalıyorsunuz; bilen varsa beri gelsin.
Bir de soruyorlar: “Neden evet demiyorsunuz” diye!
Kim demiş?
Biz her zaman evet diyoruz. Sizden tek farkımız, sadece oy pusulasının koyu kısmına evet demekten ibaret hepsi bu.
Kızmayın canım, bizler hayırcı evetçileriz.
Son tahlilde demokrasimizin seçmene yönelik geldiği nokta villa meselesinde düğümlendi. Villası olanlar güzel konuşuyor. Biz hep birlikte alkışlıyoruz. Eee, ne de olsa biz halkız onlar seçkinlerimiz. Bu arada memura ön görülen ise fitre.
Yaşasın demokrasi!
Bir de YARSAV var.
“Ben bunlara nasıl güveneyim” diyor Başbakan?
Söyleyin lütfen nasıl güvensin?
Çok kolay.
YARSAV marsav olmaz deyip, AK-SAV kurarsa güven gelecektir.
İsteyen denesin.
Ben bazen merak ediyorum, ülkemizi yöneten arkadaşlar acaba başka galakside mi yaşıyor diye. Azizim siz hükümet olarak yargı ile ilgili kararlar almıyor musunuz?
Evet!
Peki, aldığınız kararlar hukuk düzenimizi etkilemiyor mu?
Etkiliyor?
Bu durumda mesele hukukla ve aynı zamanda yargı ile ilgili değil mi?
Öyledir!
Bunda anlaştık. Şimdi YARSAV’a bakalım.
Peki, YARSAV bir hukuk kurumu olup aynı zamanda bir sivil toplumsal temsilci midir?
Evet!
Adıyla ilişkili yargı meselelerini kendine konu edinen bir kurum mudur?
Aynen öyledir.
Bu durumda YARSAV’ın kendi alanıyla ilgili konularda görüş bildirmesi demokratik işleyişin bir gereği olmaz mı?
Soruyorum: Olmaz mı?
Olur.
Demek ki YARSAV doğrusunu yapmıştır.
Demokrasinin özünde örgütlenme ve sivil toplumsallaşma yok mudur? Eğer bir sivil toplumun görüşleri işbaşındaki herhangi bir hükümetin görüşüne uymuyorsa, onu derhal kapatmamız mı gerekiyor?
Elbette hayır! Çünkü doğru demokrasi, seçme-seçilme mekaniğinden ibaret değildir. “Seçtik, öyle ise halk olarak görevimizi yaptık işimiz bitti. Peki, bundan sonra ne yapacağız? Oturup dört yıl sonraki seçimi bekleyeceğiz.”
Demokrasiyi böyle görenler eksik biliyor demektir. Bu tür seçme-seçilme mekaniği, ancak güdümlü demokrasilerde olur. Mesela Çin gibi.
Demokrasi, açık, toplumsal denetimli rejimdir. Gerek sivil toplum kuruluşları ve gerekse ilgili kamuoyu tarafından sürekli halkın gözetimi ve denetimi altındadır. Bunun içindir ki hür basın demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur. Yönetilenlerin halk tarafından sürekli denetim altında tutulmadığı siyasal sistemlere demokrasi denemez.
Eğer YARSAV petrol fiyatlarına yönelik görüş açıklasaydı, tutup, doların değerinin neden inip çıktığını konuşarak hükümeti eleştirseydi Başbakan’a hak verebilirdik. Ama hukuk konusunda endişelerini dile getirdi diye hiçbir sivil toplum kuruluşunu kınayamayız. Ancak açıkladığı görüşleri yetersiz bulup eleştirebilir veya haklı bulup kabullenebiliriz.
Nerede kalmıştık?
Ha, ’hayır’a evet diyorduk..