Hayalimin 40. yılında Paris’te…
30 Aralık 2023 günü Paris’teydim.
Daha Kadıköy Yabancı Diller Yüksek Okulu, Fransızca Bölümü öğrencisiyken, gitmeyi hayal ettiğim Paris’te!..
*
“Pekâlâ gezebildin mi?” derseniz, maalesef henüz gezemedim.
Malum ben buraya kitap etkinlikleri için gelmiştim ve etkinliklerden kendime ayırabilecek zaman bulabilirsem eğer, gezeceğim.
*
Aşağı yukarı bir aya yakın Avrupa’dayım.
Almanya’nın Düseldrof şehrine indim ve Düisburg’a geldim.
İki gün sonra Belçika’ya gittik.
Sonra Bischwiller (Fransa)’e…
Ardından Amsterdam (Hollanda)…
Ve Amsterdam’dan sonra da burası.
Yani Paris.
Siz bu yazıyı okuduğunuzda ben Münih’te olacağım.
Ve yeni yılın birinci haftasının son günü kısmetse canım Avcılar’ıma (İstanbul’a) döneceğim.
*
Doğrusunu isterseniz neredeyse on yıldır hemen her yılbaşını Avrupa’da (gezmek için değil, etkinliklerde kitaplarımı imzalamak için) karşılıyorum.
Kutluyor muyum?
Henüz şu ana kadar kutladığımı sanmıyorum.
Yâri, evlatları ve ille de dünya güzellerim torunlarımı özleyerek geçiriyorum.
*
Sahiden özlüyorum onları!..
İstanbul’da olmuş olsam kesinlikle onlarla (Torunlarımla yani) o kadar çocuksu oyunlar oynar, onların çocuksu dünyalarında çocukluğumu yaşardım ki maalesef on yıldır bunu yapamıyorum.
Umarım bundan sonraki yılbaşı ömrüm el verirse onlarla birlikte olurum.
*
Nedense ilk defa bu yıl, dilek dilemek gelmiyor içimden, bakalım ne olacak!..
Yeni yıl için hayal de kurmak istemiyor canım.
Çünkü ben hayal kurdukça, kader devreye giriyor ve benim hayallerimin devrelerini bozup kursağımda bırakıyor.
*
Ben hayal kurmuyorum…
Dünyayı eline geçirmiş olan lanet olası o böyük aileler, insanoğluyla; kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlar.
Korona buna en somut örnek…
Aşılarla insanların akıllarını başlarından aldılar…
Dünyalarını değiştirdiler…
İnsanlığı yalnızlığa mahkûm ederlerken, onlar uzaktan durup ruhlar âemini seyrediyorlar.
*
Bu yıl da öyle olacak.
Dünyayı yöneten aileler, gölge oyunu gibi biz Dünyalıları istedikleri gibi oynatacaklar.
O nedenle artık yılbaşını unuttum ben.
Doğrusunu isterseniz Yılbaşı kutlamalarına günah denilmesi de umurum bile değil.
*
Velhasıl efendim ‘2024 nasıl gelirse gelsin, o bildiği gibi gelirken, ben nasıl olur da bildiğim gibi yaşayabilirim’i düşünüyorum.
*
Elbette ben de gelen her yeni yılı seviyorum.
Heyecan veriyor bana.
Tarih şu olmuş bu olmuş umurum bile değil.
Doğrusu, benim için hayatımda rakamlar, tarihler yok… artık sadece an var.
Yaşayabileceğim…
Gönlümü ve gönüllerini hoş edeceğim insanlarla bir arada olmak var.
Tarih ne olursa olsun fark etmiyor.
O yaştayım artık.
Gönlümü hoş etmek istediğim yaşta!..
*
Yani efendim, sen gelmek için kırk yıl özlemini çek, kırk yıl sonra gel özlemini yaşayacağın yerde bunları düşün.
Düşünüyorum işte.
Paris’e henüz ilk adımımı attığımda böyle düşündüm her nedense!..
*
Mevla’m bizi görüyor.
O, neylerse güzel eyler…
Gerisi boş beyler!..