Kesinlikle aklımızın ucundan geçmez, hayal edemezdik. Meğer birileri hayal etmiş bizim haberimiz olmadan ve gerçek oldu.
Tarımda sınıfta kaldık.
Hayvancılığı yok ettik. Anguslar aldık dünyanın öteki ucundan. Kurbanlar kestik.
Hayaldi gerçek oldu.
Türkiye KİT kurumlarını kurmuş, kalkınma yolunda devlet öncülük ederek neler kurmuştu neler.
Gelir düzeyi yüksek, refahı iyi bir seçkin işçi sınıfı yaratılmıştı.
“Devlet don satmaz” denilerek özelleştirme adına tek tek hepsi satıldı. Paraları hazine yuttu. Çoktan harcandı. İşin garibi neredeyse tüm satılan işletmeler kapandı. SEKA gibi, SÜMERBANK gibi dev işletmeler tarihten silindi.
Kesinlikle böyle olacağını biz hayal etmemiştik. Meğer birileri hayal ediyormuş. Gerçek oldu.
Kürt-Türk bir bütün olmuştuk. Görenler, “Kıyamet kopsa bunları kimse ayıramaz” diyordu. Düşmanlık beklemek boşuna sanırken, AKP “Kürtleri asimile olmaktan kurtarmak” adına ayrıştırma yapıyormuş. Başbakanın kendisi söylemeseydi “iftira” derdik.
Elinde Memu Zin kitabı, İnönü’nün yaptıklarına dayanarak, “Kürtleri asilime olmaktan kurtardık” deyince meseleyi anladık. Biz sanıyorduk ki, tüm devletler milli bütünlükçüdür ve uluslaşmayı savunur. Meğer öyle düşünmeyip ayrıştırma yapanlar da varmış.
Hayaldi gerçek oldu. Sonra da hayal kuranlara kepenk kapattı.
Finansal kaynaklarının ana damarı olan bankacılık sisteminin özelleştirme adı altında yabancı sermayeye geçeceği söylense “Şaka yapıyorsun” derdik.Yanılmışız.
Hayalmiş, gerçek oldu.
Deselerdi ki, “Öyle bir hükümet gelecek ve sekiz yıl boyunca üretim adına tek bir devlet yatırımı olmayacak. Fabrikalaşmak yerine hizmet sektörüne ağırlık verilecek. İnsanlar asgari ücretten iş bulabilmek için birbiri ile yarışacak. Hazinede toplanan paralar kuru kuruya halka dağıtılacak. Halkın gelir düzeyini sürekli artıracak yatırım olmayacak.
Öyle ki üniversite mezunları, kendilerini boşuna okumuş sanacak.”
Böyle söyleyenlere gülerdik.
Hayaliymiş, gerçek oldu.
Yine deselerdi ki, “Bir gün ÖSYM merkezi tek kişiye soru kitabı basacak. Sınavlarda üniversite hocalarının üstü polis tarafından aranacak. Şifre olduğu bizzat sınav yöneticisi tarafından açıklanacak ama başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Başbakan dâhil hükümet buna rağmen ‘yok öyle şey’ diyecek.”
Emin olun dudak bükerdik. “ÖSYM hata yapmaz. Orası Türkiye’nin yozlaşmamış tek kurumudur” derdik. Ne yazık ki yanılmışız. Meğer burayı çökertmek de bir hayal imiş, gerçek oldu.
Bir bilgiç adam çıkıp deseydi ki, “Türkiye’de herkes dinlenecek. İnsanların yatak odalarına kadar gizli kamera konulacak. Mahremiyet ortadan kalkacak”
Öfkelenirdik böylesine.
Meğer bizim için olmaz sanılanlar başkaları için hayalmiş; işte gerçek oldu.
“Ve bir gün Milli Görüş içinden öyle bir grup çıkacak ki, zinayı suç olmaktan çıkaran kanun yapacak. Sonra onu Mecliste hararetle savunacak. Bunu aynı ideolojiden bir cumhurbaşkanı onaylayacak ve yürürlüğe koyacak.”
Böyle bir iddia sahibine kesinlikle inanmaz, duysak da afallardık.
Lâkin birileri hayal etmiş.
Gerçek oldu.
Ey, erenler gaziler yurdu. Son hayalleri Ankara’ya bir büyük hayvanat bahçesi kurmaktır. Hayaldir demeyin. Gerçek olabilir.
