Hani Misak-ı Millîciydiniz?
Bütün millî varlıklarımızı gasp etseler bile, AKP hükümetlerinin iki konuda sesi Almanya'ya çıktığı gibi gür çıkmıyor. Biri Çipras, yani Yunanistan, öteki Kuzey Irak, yani Barzani..
Çipras, maliyesi iflas etmiş bir ülke iken bile Türkiye'nin 18 adasını işgal etti. Barzani ise, kuracağı Kürdistan'ın önemli şehirlerini Türkiye'ye inşa ettirdi. Edenler de, iktidara yakın kimseler.
İlginç değil mi?
Özal'la başlayan süreçte Türkiye'yi yöneten iktidarların hemen hepsinin gözdesi oldu Barzani. Hâlbuki Türkiye, ta Osmanlı'dan (1829 Babanzade isyanları) bu tarafa neyin nasıl ilerlediğini ve asıl amacın ne olduğunu biliyor.
İsteyen devlet arşivlerini baksın.
Daha da önemlisi, Türkiye'nin uyduları üzerinden yayın yapan Barzani'nin TV kanalları, yine Türkiye'nin hâkimiyet alanındaki illeri "Kürdistan" olarak tanımlamayı sürdürüyor.
Şimdi Barzani diyor ki "Kürdistan'ın kurulma zamanı geldi. Referandum yapacağım.."
Bazıları ülkesi ve milleti yokmuş gibi davranıp diyebilir ki: "Tamam. Adam, yıllardır mücadele ediyor ve yapabilir.." Ama öyle değil, Türkiye'de pek çoğu iktidar çevresinden (basınından, yayın organlarından) ses veren Atatürk karşıtları, "Misak-ı Millî'yi alamadı" diye bir taraftan Atatürk'e verip veriştirirken, öte yandan iktidarın Kuzey Irak'ta ışıl ışıl aydınlattığı Kuzey Irak Özerk Bölgesini görmüyor. Misak-ı Millî'nin önemli bir parçası olan Kerkük'ü ve Musul'u, Telafer'i, Tuzhurmatu'yu diline dolamıyor.
Halbuki çığlık çığlığa haykırıyor olmaları beklenirdi. Çünkü yıllardır "Misak-ı Millî de Misak-ı Millî" diyorlardı.
Ne Çipras'ın Ege Adaları'nı işgali, ne de Barzani'nin Selçuklu'yu, ardından Osmanlı bakiyesini işgal eylemi bunları harekete geçirmiyor.
Atatürk bunlara batıyor, Çipras ve Barzani güzel geliyor.
Neden böyle yapıyorlar?
Çünkü başkasının sesidirler de ondan. Ama kılık kıyafetleri, başlarındaki sarık, giydikleri cübbe ya da fes bizdendir, tanıdıktır.
Bunlar aslında kimdirler biliyor musunuz? FETÖ'nün başka tonlarıdırlar. Adı FETÖ olmayan diğerleridirler. Her birinin efendisini anlamak için, kimi hangi ülkenin adamı olmakla suçladıklarına bakın yeter.
Barzani'nin amacı yıllardır belliydi. O amacına ulaşmak için varlık gösteriyor. Burada asıl sorun amacı olmayan bizimkilerdir.
İşte bakın..
İran'ın amacı var.
Buna ulaşmak için de Haşdi Şabi diye bir de silahlı örgütü var.
Ne yapıyor, amaca hizmet için savaşıyor.
ABD'ye bakın.
Amacına ulaşmak için önce El Kaide'yi kurdu. Sonra işi bitenleri parçalayarak diğerlerini biçimlendirdi. IŞİD bile onlara çalışıyordu. Şimdi PYD ile amacına ulaşmak istiyor. Yıllardır bölgede PKK'yı gene onlar destekliyordu.
Peki, Türkiye'nin hangi amacı ve buna uygun etkinliği ve gücü var?
Yok!
Nüfusu milyonları bulan Türkmenleri bir araya getirmek için milim çaba harcadı diyen varsa beri gelsin. Suriye'de sıkışınca Sultan Murat Tugayları'ndan yararlanmak istedi o kadar.
Ne Irak'taki Türk varlığı ve ne de Suriye'dekiler Türkiye'yi yönetenlerin olması gerektiği kadar ilgisini çekmedi. Zorlandıkça yaptıkları birkaç etkileşim hariç.
Şimdi Barzani, Birinci Dünya Savaşı'ndan bu tarafa Türkiye'nin haklarının bulunduğu Kerkük'te referandum yapacağım diyor, iş başındaki hükümet etkisi düşük demeçlerle vaziyeti idare ediyor. Ve halkımız, içinde yeterli sızıyı duymadan olayları seyrediyor.