Hangi dilde birlik?
“Anadil” diye yazıp duruyoruz. Bu kelimeyi galat-ı meşhur saysak gerekir. Aslı “ana dili”dir ve belirtisiz isim tamlamasıdır. Belirtili isim tamlaması olsaydı, “ananın dili” denecekti. Tamlayandaki “-nın” ilgi ekidir. Tamlanandaki “i” ise iyelik ekidir. “Ana dili” yazmanın bir sebebi, belli kişiye aitliği değil, genele aitliği ifade etmiş oluruz. Bizi “anadil”e alıştırdılar; kavram olarak “anadil”i ister istemez kullanıyoruz. Gerçi bu alıştırmada bir hinlik olmadığını söyleyemeyiz. Düşünürseniz bulursunuz.
Aklınıza takılır dile yazdım. Maksat zaten belli. İfade edilen etnisite dilleri ve bir kaç gündür bu dil meselesini tartışıyoruz. Kimseyi ayırmadığımızı gördünüz... Farklı görüşleri dile getirenler de bu sütunun misafirleridir. Yedi gündür okudunuz Doç. Dr. İlhan Kaya’yı... Kusura bakmasın, Anadolu’da bir söz vardır: “Mıdara”... Fikirleri çok mıdara duruyor. Bütün söylediklerini satır satır buraya taşırdım ama okuyucu irfanıyla, bilgisiyle meseleyi zaten çözmüştür.
Anadil meselesinde başlı başına kitap yazanlar var. Öne çıkan bir kitap Doç. Dr. Ersin Erkan’ın: “Adil Meselesi: Dil, Kimlik ve Politika”. Ayrışmayı kabul etmeyen, ülkenin birliği hassasiyetini taşıyan insanları ikna için bin dereden su getirmiş. Kendisiyle konuşsam mı, diye düşündüm. Kitabı karıştırınca “maksatlı” yazıldığını gördüm. İlim kisvesi altında, bir yerlerin sözcülüğünün yapıldığı açık görülüyor. Araştırdım, PKK tarafının ilk görüş aldığı isimlerden... Abdullah Öcalan’ın “yol haritası” dediği bölünme senaryosunun dikkate alınması gerektiğini özellikle belirtiyor. İlim burada bitmiş, ideoloji dört nala yürüyor! (Enteresan tarafı şu: “Anadil Meselesi” kitabını Paraf Yayınları (0212 483 47 96) basmış. Benim de, bu kitaba zıt iki kitabımı bastı aynı yayınevi. Üçüncüsü ise bu ay sonunda çıkacak.)
Teknik bilgiyi, elimin altında olduğu için Ersin Erkan’dan alacağım... Dünyada yaklaşık 6 bin dil konuşuluyor. bu dillerin sadece yüzde 2’si devlet dili, resmî veya millî dil. Dünyadaki devletlerin yaklaşık yüzde 80’i hukuken tek dilli. Dillerin büyük çoğunluğu (yüzde 95’i) devlet korumasından yoksun.
Niye böyle acaba? Araştırdığınız zaman karşınıza mecburiyetler çıkıyor. İnsanlığın ilerlemesinden bahsediyorsak, azlıklara değil, çokluklara ister istemez tabi olunur. Demokrasi dedikleri böyle bir şey. Ama bir de nitelik aranır. Sayı, çok yerde bir şey ifade etmez. Hadi saymayayım, öyle ülkeler var ki, başkalarının dillerini kendi dilleri kabul etmişlerdir. Mahallî dilleri ister istemez kullanamıyorlar. Hayata hazırlanma ancak eski “sömürge” dilleriyle mümkün!...
Anadil meselesi olunca herkesin gözü ABD’de... Çünkü, ABD, sonradan, milletlerin bir araya gelerek kurdukları bir ülke... Ve toprakların da yerlisi değiller, vatan edinmiş değiller. Çokluk İngilizce konuştuğu için İngilizce hâkim... Ama onlar İngiliz değiller, Amerikalılar! 2007’de çıkarılan “Dil Birliği Kanunu” ile eğitim dili sadece İngilizcedir ve diğer dillerle ancak seçmeli eğitim alınabilir.
Yarın mektuplardan bahsedeceğim.