HAMAS’ın İsrail’e saldırısı dönüm noktası
İsrail, Filistinliler üzerine o kadar çok geldi ki, dedim, bir yerde büyük çatışma patlak verebilir. Olmazsa, üçüncü intifada başlar.
İsrail, bir gösteri olsa, hemen silaha sarılıyor. Hele bir askeri yaralansın. Bedelini öldürmekle ödetiyor. Askerlere taş atıp yaralayanın kimliğini tespit ediyor, evini başına yıkıyor. Mecazî söylemedim. Evi yerle bir ediliyor. Bu ev ahalisi nereye gidecek, nerede barınacak, işleri varsa, gittiği yerden nasıl gelecek, çocuklar okullarına nasıl ulaşacak?
Korkuta korkuta nereye kadar?
Önceki günkü HAMAS harekâtından fazla değil, bir aya öncesine kadar gidin. İsrail polisi, askeri Filistinlilere kaç defa ve nasıl müdahale etmiş, kaç kişiyi öldürmüş?
Mescid-i Aksa Müslümanlar için çok önemli. Yahudiler Sukut (Çardak) bayramına girdiler, bini aşkın fanatik Yahudi Mescid-i Aksâ mahalline alındılar. Müslümanların öfkesi ayyuka çıktı ve “Aksâ Tufanı” dedikleri saldırıyı başlattılar. Karşı tarafın İsrail’in hamlesinin adı “Demir Kılıçlar”. “Aksâ Tufanı” mı kazanır, “Demir Kılıçlar” mı? “Aksâ”nın Müslümanların inancında yeri belli. “Demir Kılıçlar”ın Yahudilerde dinî manası olup olmadığına baktım. Dinî manası varmış.
Yahudilerin Eski Ahit’inin Yoel kitabında şu cümleler “demir” ve “kılıç”ın dinî yerini gösteriyor:
“Kutsal Kitab'a göre, milletler, dinlerini, dillerini, milliyetlerini, düşüncelerini bırakacaklar; silahlarını ziraat aleti yapacaklar, harbi unutacaklar, Yahudilere işçi ve köle olacaklardır. Yahudiler de, bu kalabalığa başkanlık ve peygamberlik edecekler, devlet ve saltanat sahibi olarak yaşayacaklar dünya da. İlk günahdan önceki cennet haline gelecek... Milletler kılıçlarını saban demiri yaparken, Yahudiler de saban demirini kılıç yapacaklardır. Tabiî ki neticede, kendilerine itaat etmeyen ve Yahova kanunlarına karşı gelenleri yok edecekler veya zorla itaata zorlayacaklardır. (Yoel. 3/9 – 13)”. (Doç. Dr. Hüsamettin Erdem, “Dinî Ahlâk Ve İlâhî Dinlerden Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlıktaki Bazı Ahlâkî Meselelere Mukayeseli Bir Yaklaşım”, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 3, S. 3, 1990)
İsraillilerin saldırılarına “Demir Kılıçlar” adını vermeleri, savaştıklarından kesin itaat beklediklerini gösteriyor. Filistinliler “işçi ve köle olsunlar” istiyorlar.
“İtaate almak” hedefi savaşın hiçbir zaman bitmeyeceğini gösteriyor.
***
Bir tarafta “Aksâ Tufanı”, bir tarafta “Demir Kılıçlar”. Dönülmez yola girildi. Ya kökten hâl yolu ya kökten ölüm.
İsrail sürekli saldırı, sürekli müdahale hâlindelerken, tedbirli olmaları gerekmez miydi? HAMAS’ın militanları Gazze’nin 51 km.’lik kara sınırını, 40 km.’lik deniz şeridini aşarak İsrail’in içlerine daldılar.
İsrail kontrollerde çok sıkıdır. Sınırlarını da çok sıkı korurlar(dı).
Bir tarihte İsrail’deyim. Kudüs-Tel Aviv arasındaki Ben Gurion Havaalanı’na indik. Emniyet mensupları pasaportlara bakıyorlar. Sıra bana geldi. Pasaportumu evirdiler, çevirdiler, bir daha bir daha baktılar. Pasaportumda İran’a giriş çıkış damgam vardı. İran’ı baş düşman görüyorlar ya... Niçin gittiğimi sordular. “Gazeteci” sıfatıyla gittiğimi söyledim. Basın kartımı göstererek İsrail’e girebildim.
Başta üçüncü intifada dedik. Birinci ayaklanma 1987’de başladı, 1993 Ağustos ayında Norveç-Oslo’da varılan antlaşmayla Otonom Filistin Yönetimi kabul edildikten sonra dindi.
1991’den sonra yavaşlayan bu ayaklanmada İsrailliler 1087 Filistinliyi, Filistinliler, 100 İsrailli sivili ve 60 İsrail asker ve polisi, 822 Filistinliyi İsrail’le iş birliği yaptıkları ithamıyla öldürdüler.
İkinci intifada 2000'den 2005 yılına kadar sürdü. Filistin tarafında 3000, İsrail tarafında 1000 kişi öldü.
Daha önceki 1967, 1973 savaşlarında, Mısır, Lübnan, Ürdün savaşın içindeydi. İsrail’e yenildiler. Her savaşta İsrail daha fazla toprak işgal etti.
Akla gelen soru: Elinde tüfekten ve belli sayıda füzeden başka silahı olmayan HAMAS neyine güvenerek saldırdı?