Halka güven verilmeli
Elazığ depreminde Yüsra'nın kurtuluşunu, adım adım ekranda, yüreğiniz ağzınızda seyrettiniz değil mi? Askerimiz, sağlıkçımız, afetçimiz bir oldu, annesiyle beraber çıkardı. Yüsra 2,5 yaşında. Olup bitenlerden pek haberdar değildi. Çıkarıldığında ağlamıyordu, sadece acıdan bahsediyordu. Annesi de öyleydi; bir yudum su istiyordu. Anne-kızın çıkarıldıkları yerin belki birkaç adım ötesinde, baba ve oğul da vardı. Onlardan ses gelmiyordu. Hayatta değillerdi.
Yüsra'nın çıkarılışını heyecanla seyrederken, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde şahit olduğum bir dram ve bir sevinç aklıma geldi. Depremden sonra Yalova'daydım. Enkaz ayıklanıyor, insanlar kurtarılmaya çalışılıyordu. Bir çöken binada bodrum kata kadar inilmişti. Baktım bir kız çocuğu. 9-10 yaşlarında. Gövdesi boylu boyunca yarı yarıya gömülü. Çocuğun çıkarılması için çok titiz çalışılıyordu. Yanda ambulansta bekleyen kadın çocuğun annesiymiş. Sevinçliydi. Nasıl sevinmesin... Çocuğu sağ idi. Biraz sonra yanına gelecek, hastahaneye gidecekler. Ben de kadının sevincine ortak oldum. Sormadan edemedim: "Bodrumda mı oturuyordunuz?","Hayır, ikinci kattaydık. Bina yıkılınca dibe çöktük." dedi ve ekledi: "Oğlumu dün toprağa verdik."
Düşündüm. Allah bu vaziyette metanet veriyor. Başka izahı olamaz. Bir çocuğunu kaybediyor diğer çocuğu ise kurtuluyor. Çocuk enkazdan çıkarılıp sedyeye konunca zafer işareti yapmıştı.
Yüsra ve annesi kurtuldu ama baba ve oğul, ebediyete göçtü. Allah aileye sabır versin.
"Yüsra"nın anlamını biliyor musunuz? Arapça bir kelime. Sol, sol taraf demek... Neden bu isim konuyor? Kur'ân'da geçtiği için. Kur'ân'da karşılığı "kolaylık"tır:
"Fe-inne me'a'l-usri yüsrân. İnne maa'l-usri yüsrân..." ("Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır...") (İnşirah, 95/5-6)
"Men yettekıllahe yec'al lehu min emrihi yusrâ..." ("Kim Allah'tan korkup sakınırsa (Allah) ona işinde bir kolaylık gösterir...") (Talak, 65/4).
"Seyec'alullahu ba'de usrin yusrâ…" ("Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylık sağlayacaktır.") (Talak, 65/7).
Allah her zorluktan sonra bir kolaylık veriyor.
Hükûmet, zorlukları aşabilmesi için halkın güvenini kazanması gerekir. Halk bilmeli ki, yardımları hakikaten depremzedelere ulaşacaktır. Eğer hükûmet edenler dürüst davranmazlar, şu dar zamanda, hazır halkımız elinden geldiğince destek veriyor, bu paraları başka yerlerde kullanalım, barakayla, çadırla idare ederiz, sonra bakarız, demesinler; 15 Temmuz şehitleri ve gazileri için toplanan paranın akıbetine döndürmesinler.
Allah kolaylık verirken, kime kolaylık veriyor? İnşirah'ın sonunda 7. ve 8. ayetlerinde "O hâlde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul ve yalnız rabbine yönel." buyuruluyor.
Bütün gücümüzle, depreme karşı neler yapabilirizi düşünmeliyiz. Fantezi projeler terk edilmelidir. İstanbul Kanalı meselesi artık kapatılmalı ve hiçbir surette tartışmaya mahal bırakılmamalıdır.
Felâketler aç gözlülerin iştahlarını kabartacaktır. Hükûmete sesleniyorum: Allah rızası için, senin partin, benim partim demeyin.
Yeni binalar yapılacaksa, ihaleye mi çıkılır ne yapılır bilmiyorum, herkesin gözü önünde yapılmalı ve asla ve asla yandaş gözetilmemelidir.
Allah'ın kime kolaylık sağlayacağı üzerinde derin derin düşünürseniz; doğru yolu bulursunuz.