Haklısınız; gerçekten yanıldınız
Mesele anlaşılmıştır. MHP laikliğin temeline AKP ile ele ele verip dinamit koymuş, kendisine oy veren kimi basın çalışanlarını hayal kırıklığına uğratmıştır.
Meğer arkadaşlar ehvenişer deyip MHP’ye oy vermişler. Ne bilsinler böyle yapacağını.
Derin bir hayal kırıklığı yaşamışlar.
Üzüldük tabii.
Keşke MHP’nin, temelleri Ziya Gökalp tarafından atılan ve “Türkleşmek, İslamlaşmak ve muasırlaşmak” diye formüle edilen “milliyetçilik” fikir yapısının farkında olabilselerdi.
Demek ki Türkiye’deki siyasal partileri ve dayandıkları düşünce sistemlerini iyice tahlil edemeden oy vermişler.
Yazık oldu arkadaşların oylarına.
Biliyor musunuz? Türkiye ilginç tartışmaların yaşandığı bir ülke?
“Ben aydınım” diyen ve halka her gün gazete köşelerinden akıl verenler bile nasıl oy verdiklerinin bilincinde değil.
Haksız mıyım?
İtirafa bak.
Yanıldım!
Azizim bu farkında olduğunuz yanılmalarınız, ya farkında olmadığınız halde halen daha doğru sanmanıza rağmen aslında yanıldıklarınıza ne diyeceğiz?
İşte türban tartışmalarının ortaya çıkardığı önemli gerçek bu.
Diyalektik akıl, doğrusal aklın yanlışlarını açığa çıkardı ama doğrusal akıl farkında değil.
“Ben yanılmışım” diyor Türkiye’ye akıl veren adamlar.
Temel fıkrası gibi.
Temel arabasıyla ters yola girmiş. Otoban polisi radyodan anons ediyor. “Sevgili seyirciler, filan otobanda bir sürücü ters yolda seyrediyor; lütfen dikkat ediniz.”
Temel kendisinin dışında herkesi üzerine gelir gördüğünden olacak; “hangi bi tane. Hepsi ters hepsi” diyor.
İkilem dedikleri şey budur.
Halka soralım desek olmuyor. Halkın ne yapacağı belli değil ki.
Gidip kel kafalıyı perçemli diye seçiyor.
Bak İran’a?
Humeyni’nin nasıl geldiğini basından arkadaşlar uzun uzun anlattılar.
Ya Hitler?
Düşünmesi bile korkunç. Halkın yediği nane bu olsa gerek.
Öyle ise?
Azizim halk denen şeye güvenip de rejim idare olunmaz.
İlginç değil mi?
Halka inanmanın doğru olamayacağını anlatan adamlar, “ben yanılmışım” diye yine halka dert yanmıyor mu gel de şaşırma.
Böyle aydını, gazetecisi, yazarı-çizeri olan halk nasıl yanılmasın?
Söyle misiniz nasıl?
Platon’dan beri halkın ilk horlanışı değil bu. Son da olmayacak?
Tabii halkın yere göğe sığdırılamadığı zamanlar da var. Bir bakmışsın ki aynı halk birden bire gurur kaynağı oluvermiş.
Ama o gün bugün değil.
Şimdi halk şüpheliler topluluğu.
Niye böyle?
Çünkü halk, dini değerlerini çok önemsiyor.
Yazının başına dönelim.
Ne diyordu arkadaşlar?
“Yanıldık”
Böyle söyleyen birine “olmaz arkadaş. Sen yanılmadın” mı diyelim.
Asla!
Kimseye haksızlık yapamayız. Yanıldın kardeşim.
Tıpkı yanıldığında yanıldığın gibi.