Fiilî Başkan'ın emri...

Recep T. Erdoğan, bölük bölük muhtarları topluyor. Toplantıların hiçbirinde muhtarların meselesine dair söz etmedi. Belki etti, ben gözden kaçırdım. Zaten onun, bulunduğu makam olarak muhtarların meselesinden bahsetmesinin ne gibi bir anlamı olabilir? Muhtarların bir meselesi varsa, doğrudan icraî makamda oturan A. Davutoğlu'na giderler.

Reis, bu ara kaymakamları da topluyor. Mülkî âmirleri ülkenin dört bir tarafından, muhtarlar gibi, Saray'a yığıyor. Yine bahsettiği memleketin, dış dünyanın meseleleri...

R.T. Erdoğan, "Fiilî başkanım!" dedi... Başkanlığın gereğini yerine getirecek!

Hakikaten A. Davutoğlu zaviyesinden, bakınca bir sıkıntı. Başbakanın söylemesi gerektiğini, Saray'daki söylerse, sözlerin ardı nasıl toplanacak?

Fiilî başkanlık inşallah memleketin başına bir çorap örmez. Bazı iddialar var: Rus uçağının düşürülmesi krizinin, Fiilî Başkan'ın ön almak istemesi, olup bitenlerden hükûmetten önce kendisinin haberdar edilmesi yüzünden çıktığı söylentisi yaygın. Sınırımızı ihlâl eden uçağı Suriye'nin diye vuruyoruz. Çünkü istihbarat, bilgiyi Başbakanlık'la paylaşmıyor, Saray'a Rus uçağı bilgisini ulaştırıyor. Türk tarafı Suriye uçağı düşürdüğünü düşünürken, karşımıza Rus uçağı çıkıyor. Zaman kim bilir nelere gebe? Elbette bir gün gerçek ortaya çıkacaktır.

Yanlışlıkları, ileride Türkiye'ye açacağı zararları şimdilik bir tarafa bıraktık ve netameli günlerde Fiilî Başkan'dan medet ummaya başladık! Madem PKK ile savaşılıyor, yok edilmek isteniliyor, Fiilî Başkan, her şeye müdahil, adlî merciler neden suspus, neden harekete geçmiyorlar?!

PKK'nın militanı Ankara'nın tam ortasında bomba patlatıyor. 29 insanımızı katlediyor, kendisi da parçalanıyor. Ölen militanın babası 2005'ten beri oğlunu aramadık yer bırakmamış. Yüreği yanıyor. Diğer tarafta ise HDP/PKK, insanlarımızı öldürdüğü için o militanı kutsuyor. Caminin alt katında taziye evi açıyorlar, imamı da kendilerine âlet ediyorlar. Sevinçten neredeyse def çalacaklar. İçlerinde HDP'den milletvekili seçilmiş bir kadın da var.

Çatışmalarda ölen PKK militanları için, "Bu memleketin çocuklarıdır. Anneleri var, babaları var, yakınları var... Üzülmemek elde değil. Kandırılmalarına ellerine silâh almalarına izin verilmemelidir..." diye kaç defa yazmışızdır.

HDP'lilere bakın, tam marazî ruh hâli içindeler. PKK adına eylem yapan militanı "kahraman" ilân ediyorlar. O militan "kahraman" ilân edilirken, Türkiye'nin sair yerlerinde şehitlerimiz uğurlanıyordu.

Fiilî Başkan, kaç defa HDP'lilere, PKK'ya destek veren akademisyenlere karşı adlî makamlar harekete geçmelidir, diye esti, gürledi. Bir iki fezleke gönderildi, o kadar. Hatta A. Davutoğlu, kan içici PKK'lı akademisyenlerin bildirilerinin fikrî karşılığı varmış gibi Reis'ten farklı, "Ben fikren mücadele etmeyi tercih ederim." dedi.

Halk hiçbir suçun cezasız kalmasını istemiyor. HDP kapatılmalıdır. PKK'ya destek verenler, her kim olursa olsun, muhakeme edilmelidir.

Eğer, PKK destekçileri cezasız kalırlarsa, şehit cenazelerinde giderek artan kalabalık, lanetini PKK'ya değil; bu defa hükûmete ve Saray'a yöneltir.

Fiilî Başkan'ın karizmasını çizmek için birileri uğraşıyor ki "buyrukları" hâlâ yerine getirilmedi!

Yazarın Diğer Yazıları