Fatihin hatırasını kirlettiniz
En baştan başlayalım: Fatih’ten ve fetihten uzak durunuz. Çünkü insanın özü doğruluktur. Eğrisi olanlar odun bile olsalar doğruluk ocağına giremediği için Yunus Emre sırtında hep doğru odunları dergâha taşımadı mı?
Evet, taşıdı.
Fatih Sultan Mehmet asla yalancı değildi. Özünde doğruluk mayası vardı. Dürüsttü. Adı üstünde fetihçiydi.
Güya fethi kutlamakta olanlara bakın lütfen..
Onlar nasıl?
Önce, Fatih’in bir yapıp, iri yaptığı toplumu böldüler. Birbirine düşman ettiler. Bunun en açık örneğini güya kutluyoruz dedikleri törenlerden görmek mümkün.
Söylenen sözler, kullanılan cümleler, yapılan konuşmalar, muhalefeti düşman ilan eden haykırışlar, Fatih’in ruhunu sızlattı. Fatih, İstanbul’u bölmedi; bütünledi. Onlar ise böle böle, AKP’li olanları iyi yurttaş, olmayanları kötü yurttaş ilan ettiler.
Fetih ve tarih, toplumun ortak mirasıdır. Bakın bakalım, iktidarın elinin uzandığı yerde muhalefetten kimse var mı?
Yok!
Neden yok?
Çünkü bunlar bütünlemek yerine ayırmak, kardeş etmek yerine düşman etmekle meşguller.
Fethin ruhuna, Fatihin aziz hatırasına yapılan en büyük saygısızlıktır bu. Daha büyük saygısızlık ise milli ortak mirası, AKP’nin siyasi seçim malzemesine dönüştürmeleridir.
Gerçekten Osmanlı’nın torunu olanlar, Osmanlı’nın mirasını savunanlar, Osmanlı’nın değerlerine bağlı olsalar, kendi yurttaşlarını Bizanslı muamelesi yaparak ayırmaz, değerli bir olguyu seçim malzemesi yapmaz, Fatih’in aziz hatırasına, İstanbul’u fetheden şehitlerin, gazilerin ve erenlerin ruhuna saygı gösterip fetih gününü ayrımcılık gösterisine dönüştürmezlerdi.
Siz, fetih ruhu değil, tarifi olmayan çıkar ruhu taşıyorsunuz...
Orada bütün siyasi partiler, bütün toplumsal kesim temsilcileri ve bütün bir millet olsaydı elbette bu sözleri ve tespitleri yapmayacaktık. Ancak siz, bölerek, ayırarak ve çok daha vahimi, çarpıtarak, ortalığı yeniçeri kıyafetli insanlarla doldurdunuz. Hâlbuki zafer yeniçerinin değil sipahinin zaferidir. Tımarlı sipahinin.
Nedense Osmanlı denilince aklınıza dönme devşirme geliyor. Kayı gelmiyor. Afşar gelmiyor, Çepni gelmiyor, dolayısı ile sipahi gelmiyor.
Kurucu beylere ve obalara değil, sonradan devşirilenlere özeniyorsunuz. Belli ki dönmelere özel bir zaafınız var.
Acaba neden?
İkide bir “akçe isterüüük!” deyip isyan çıkartan yeniçeri oğlanlarının II. Mahmut defterini dürmeseydi, daha çook çekeceğimiz vardı. Hatırlatırım.
Tarihsel dokusunu yerle bir ettiğiniz, aziz hatırasına saygı göstermediğiniz, silueti ile daima fethi çağrıştıran Sultan Ahmet’in önüne dev “tawırları” dikerek gösterdiğiniz yetmiyor gibi, bir de milliyetçi şairler Arif Nihat Asya’nın, Orhan Şaik Gökyay’ın ruhunu sızlattınız. Onları çarpıtmalarınızın aracı yapmaya ne hakkınız var?
Seçim beyannamelerinizden Fatih’in bağrından çıktığı milleti olan Türk’ü, boyu Kayı’nın, soyu sopunun adı olan Türk’ü çıkarıp yerine meçhul vatandaşlık ibaresini koydunuz. Biliyoruz hepimizi yeniçeri yapmak istiyorsunuz. Ancak bilesiniz ki Kayı Boyu’ndan Osman’ın torunu Fatih Sultan Mehmet Türk’tür. Yaptığı tarih de Türk’tür. Kurduğu devlet de Türk devletidir. Dolayısı ile İstanbul’un fethi büyük Türk hâkimiyetinin zirvesidir. Siz Türk hâkimiyetini sona erdirip, Türklüğü defterden silme cesaretinde olanlar, hem Fatih’in dünya tarihinin zirvesine taşıdığı Türk hâkimiyetini sonlandıracaksınız; hem de “fetihçiyiz” deyip Osmanlı’nın torunu olduğunuzu söyleyeceksiniz... Rahat bırakın tarihimizi. Fatih’i anma hakkına asla layık değilsiniz...