Evimizdeki yabancılar

Türkiye''nin önünde "Geliyorum, pusudayım" diye bağıran asıl tehlikelerden biri, "Evlerimize izinsiz göçmen kaydı" yapılmasıdır.

Tıpkı önlem alınmadığı için maden ocaklarında patlayan metan gazı gibi. Göçmen tehlikesi de seçimlerde sandıkları patlatıp, Türkiye''nin geleceğini karartabilir.

Düşünebiliyor musunuz?

Devletinizi yönetenler, sizin evinize, sizin haberiniz olmadan, hiç tanımadığınız insanları, sizinle aynı evi paylaşıyormuş gibi kayıt ediyor. Siz sanıyorsunuz ki kendi evimde güvendeyim. Kendi evimde eşim ve çocuklarımla birlikte oturuyorum.

Hayır, ne güvendesiniz ve ne de evinizde ailenizle birlikte oturmaktasınız. Hayali, hiç tanımadığınız ve fakat devleti yönetenlerin bilip tanıdığı birileri ile oturmaktasınız.

Bu durumun izahı var mı derseniz, yok. Açıklamasını öğrenmek için muhabir soru yöneltince İçişleri Bakanı çenesini okşayıp gülümsüyor.

"Sana şimdi burada anlatamayacağımız çok şey var" der gibi.

"Evimizdeki yabancı" konusunda iktidar ve bağlı bürokrasisi, büyük suç işliyor. Her şeyden önce konut dokunulmazlığını çiğniyor. Vatandaşın evine, izinsiz giriyor, istediğini koyup istediğini alıyor.

E-Devlet kapısı güvensiz mi?

Değilse bütün bu olup bitenin nedenini bize kim açıklayacak?

Hukuk devletinde, kişi dokunulmazlığı kadar, konut dokunulmazlığı da vardır. Lakin haberlerden anlıyoruz ki, E-Devlet üzerinden konuta dokunulmuştur. Bireysel sayfalarımıza izinsiz girişler yapılmış, iznimiz olmadan tanımadığımız insanlar evimizin halkından biriymiş gibi kayıt edilmiştir.

Bu durum, Türkiye''de bir güvenlik sorununu ve ona bağlı olarak da güvenlik açığı bulunduğunun somut göstergesidir.

Haberlerde dinlediğim vatandaş haklı olarak soruyor: "Ya benim evime haberim olmadan kayıt edilen yabancı suç işlerse, bunun üzerine polis de gelip beni suçlarsa ben ne yaparım?"

Sadece bununla kalsa iyi.

Sırf bana düşmanlık olsun diye, siyasi rakiplerimin araya girmesiyle benim sayfama istemediğim bilgileri koyarlar ve ben de hapse girersem ne yaparım? Öyle ya, tanımadığım kişileri, iznim olmadan benim evime yerleştirenler, bana düşmanlık olsun diye neler yapmaz?

Demem o ki, E-Devlet kapısı, epey aralık kalmış. Aklına esen içeri dalıyor. Güvende değiliz.

Hukuk, bizi korumuyor.

İktidar, istediğinin evine istediği gibi girip, istediği müdahaleyi yapma gücünü kendinde görüyor.

Hane dokunulmazlığımız ve mahremimiz sanal âlemde çiğnenmiş durumda.

Özgürlüğümüzün garantisi olan iki temel hattan biri, hane dokunulmazlığı, ikincisi, mülkiyet dokunulmazlığıdır. Birine E-Devlet üzerinden apaçık dokunuyorlar. Söylediğimiz gibi güvende değiliz. İkincisine de dokunulmaması ve hepten köleleşmemek için, hukuk devletini geri getirmemiz gerekiyor.

DP''DE AYNISINI YAPTI

Bu iktidar olma hali nasıl bir şeydir ki, Demokrat Parti de geldikten sonra yavaş yavaş otoriterleşmeğe başladı. Başlangıçta gayet uyumlu ve yumuşak olan iktidar, zamanla, içinden çıktığı CHP''ye bir rakipmiş gibi değil de adeta düşmanmış gibi davranır oldu.

Mecliste sadece DP milletvekillerinden oluşan 15 kişilik "Tahkikat (Araştırma) Komisyonu" kurdu ve bu komisyonla basını susturma yoluna gitti. II. Abdülhamit döneminde de benzeri vardı, ama nihayetinde o dönem padişahlıktı. Şimdi demokrasiye geçmiştik ve üstelik demokrasinin ilk uygulayıcı örneği olma fırsatını tarih kendilerine vermişti.

Kullanamadı.

Gittikçe karardı, katılaştı ve en nihayetinde hem kendini ve hem de Türkiye''yi yanlışa sürükledi.

Şimdi bir benzerini AKP öncülüğünde Cumhur İttifakı yapıyor.

Neden?

Bizim ülkemizde de siyaset, Avrupa ülkelerindeki gibi aynı duyarlıkta ve aynı kalitede olsa ne olur?

Yazarın Diğer Yazıları