Etnik Federasyon mu?

Bir kanalda “Muhteşem Yüzyıl” adlı bir televizyon dizisi oynuyor... Hemen hiç seyretmedim, kanalları dolaşırken gözüme çarpıyor. Dizinin tarih danışmanının Doç. Dr. Erhan Afyoncu olduğunu hatırlattıktan sonra dizide “Kürdistan” denmesi meselesine geleceğim.
“Yeni Osmanlılık” anlayışında Osmanlı Devletinin şablonu aynen Türkiye Cumhuriyeti’ne uygulanmak isteniyor.
Osmanlı Devleti bitti!... Yok!... Yandı bitti kül oldu!... Tarihin şanlı ve şanlı olmayan sayfalarına gömüldü. Zaferleriyle övünebilir, hezimetleriyle yerinebilir, ilmiyle, edebiyatıyla, sanatıyla kendinize bir yol açabilirsiniz.
Vak’anüvislerin yazdıklarında -ki padişahın, Âl-i Osman’ın aleyhine olabilecek bir şey bulamazsınız- yine de münfesih bir devleti satır aralarından okursunuz. Yakın zamanda son vak’anüvislerden Ahmed Cevdet Paşa’nın Tarih’i elimdeydi. Devletin lime lime dökülüşü içimi daraltmıştı!
Recep T. Erdoğan’ın 12 Haziran seçimi akşamı partisinin balkonundan yaptığı konuşmada, “Yeni Osmanlı” nın bütün izlerini ve bu izlerden Türkiye’ye verilmek istenen şekli de görebilirsiniz. Mustafa Kemal gitti gidiyor!! Bunu bilin! “Yandaşlar”, “Post Kemalizm’e geçildi” diyerek çok rahat kalem oynatıyorlar. Kemalizm’in ötesine geçildiyse karşılığı bir “-izm”dir yine... Geçen gün yazmıştım: Tayyipizm mi? Kemalizm’i tartışabilirsiniz, ama Millî Mücadele’yi tartışmaya açarsanız, niyetiniz başkadır. Bu gidişle Millî Mücadele’nin de tartışmaya açılmasının eli kulağında... Hiç şüpheniz olmasın!

***

Durup dururken bir dizide “Kürdistan” dendi ve ne maksatla dendi? Bu dizi üç-beş yıl önce çekilseydi “Kürdistan” denilebilecek miydi? Dizinin tarih danışmanı Doç. Dr. Erhan Afyoncu, Kanunî’nin Fransa Kralı’na yazdığı mektupta kelimenin aynen öyle geçtiğini ve mektubun tamamı okunduğunda ister istemez bu kelimenin de okunacağını belirtiyor.
Erhan Afyoncu, tarihi çok iyi bilen bir arkadaşımız. Erhan Afyoncu diyor ki: Kürdistan diyerek farklı bir coğrafyayı kastediyor. Dikkat ederseniz, Diyarbakır’ı ayrı tutuyor. Bu, Avrupa’nın dengesini altüst eden bir yardım mektubuydu. Zaten Osmanlı’da birçok belgede Kürdistan kelimesi geçer. “ (Akşam, 17 Haziran 2011).
Afyoncu’nun açıklamasına bir sözümüz olamaz. Tarih ne ise o... Biliyordum gerçi ama teyit etmek için Osmanlı Arşivi’nden bir arkadaşımı aradım... “Kürdistan” kelimesi Osmanlılar zamanında kullanılıyordu ve bu çok tabiî idi. “Lazistan” da deniyordu. Yalnız bu kavramlarla idarî bir taksimat kastedilmemiştir. Gerçi şu “hassas” zamanda bu meseleye girilir miydi? Gerçekçi olmak istemişler ama hiçbir film gerçekçi değildir. “Belgesel” çekmiyorsunuz. Ona bakarsınız, dizide neredeyse bütün kadınlar açık saçık... Saray içinde böyle mi gezilir! Arasanız nice “falso” bulursunuz.
RTÜK Üst Kurulu, biliyorsunuz çok ağır tenkit etmiştim, bir Hizbullahçının, bir televizyon kanalında Türkiye’yi fiilen bölen konuşmasına “uygundur” olurunu vermişti. Açık açık kanunları çiğnemişler, kimse de çıkıp “Ne oluyor arkadaş!” diyememişti. (Hâlâ hiçbir savcı kılını kıpırdatmadı! Her fırsatta bu kanunsuzluğu hatırlatacağım.)
“Türkiye” adı da çıkacak... Recep Tayyip Erdoğan “balkon”da bir sürü etnik grup saydı; içlerinde “Türk” de etnik bir gruptu. Bu zihniyet ülkeyi “Niye sadece “Türkiye” densin o zaman bu devletin adına?!” tehlikesine sürükler. Oldu olacak bütün etnik grupların adlarından uygun harf ve heceler seçilip yeni bir ad bulunabilir!
Millet ya art niyetlilerin, ya kıt akıllıların tehdidi altında.
Çok tehlikeli dönemeçteyiz.

Yazarın Diğer Yazıları