Esir alınan dini özgürleştirelim
Ne dedik biz?
"Saltanat-Cumhuriyet kavgası sürüyor. Başkanlık sistemi ve anayasa değiştirmenin özü, bu kavganın Padişahlık lehine yeniden düzenlenmesi demektir. Bunlar, Kuvayı Milliye'ye olan düşmanlığın ateşini yaktılar. Hesaplaşıyorlar."
İşte bütün mesele bu...
Cumhuriyeti kuran meclisin başkanlık kürsüsü Mustafa Kemal'in makamıdır. Şimdi o koltukta oturan zat, "anayasadan laiklik çıkarılmalı tabii" diyorsa, bir hesabı var demektir.
Hesap, "Yeni Türkiye" adı altında yeni rejim... Yeni rejimin taşıyıcısı kim ve ne olacaktır biliyor musunuz? Bütün İslam toplumlarını yöneten iktidarların tarih boyunca esir alıp, kendine destek ve payanda yaptığı İslam olacaktır. Evet, İslam, dün de bugün de iktidarların kölesi haline getirilmiş esir bir dindir. Çünkü kendi amacına değil, güçlülerin, iktidar sahiplerinin amacına hizmet ettirilmektedir.
Esas sorun budur. Dinin (İslam'ın) özgürleşmesi sorunu.
Hatırlayın, dün İslam'ı gerekçe göstererek iktidarını sağlamlaştıranlar, -mesela Emeviler,- İslam adına ne zulümler yaptılar. Nice sahabelerin kemiklerini kırdılar... Boyunlarını vurdurdular... Kimini sürdüler kimini aşağıladılar... Bunları yapanlar hiç tınmadan yediler, içtiler, ara sıra da fetihler yaparak "İslam'a hizmet ediyoruz" dediler.
Gelin bugüne...
"Müslüman'ım" diyenlerin 14 yıldır iktidarda oldukları döneme bakın. İslami ahlak adına davranışlarına yansıyan ne görüyorsunuz?
Oğulları hiç yoktan zengin oldu...
Yaşı henüz 16'yı geçmemiş çocuklar, lisede öğrenciyken uluslararası şirket kurup ithalat yaptı. Pek çoğunun "gemicikleri" filoya dönüştü. Ülkenin kupon arazileri eşe dosta verildi.
Garip gurabanın bin bir emekle, okutup adam etmek istediği, bunun için de dershanelere, kurslara verdiği çocukları, yüksek puan alsalar da işe giremedi. Çünkü valiliklerde bir günlük işe başlatmayla el altından sınavsız puansız binlerce adam aldılar. Mülakat adı altında hak edenlerin umutlarını yok edip, çalıp çırptılar...
Ballı maaş neredeyse "Müslümanım" diyenlerin çocukları orada işe girdi, kariyer sahibi oldu. Altlarında cip, geziyorlar...
Kimileri din adamı maskesi altında soruları çaldı... Dershane açıp, halkın çocuklarının beynine kendi ikbal ve çıkarı için ideoloji yazdı. Virüs attı. Dini kullanarak, insanımızın dine olan saygısını zaaf kabul ederek, beyin kontrol sistemiyle nesillerin düşüncesini esir alıp, devletle çatışmaya soktu. Buradan Ergenekon, Balyoz skandalları, hukuk faciaları ortaya koydu.
Bunlar ve daha binlercesi İslam adına İslam öğretisiyle birlikte yapıldı.
Şimdi söyleyin lütfen; din, gerçek kimliğinde mi, yoksa cemaatlere, tarikatlara ve iktidar sahiplerine hizmet eden bir maraba mı? Hizmetkâr mı? Yoksa dindarım diyen kulların kölesi mi?
Din esir dediysem boşuna değil.
Herkes şunu bilsin ki yüce dinimiz eziyet altında. Kendisine istemedikleri zorla yaptırılıyor.
Düşünebiliyor musunuz? Devleti soyanlar, hiç utanmadan defalarca umreye gidiyor... Bakanlık makamında oturup, kimi bürokrat ve kimi siyasetçi, İslam ahlakına uymayan bunca işi yaptıktan sonra hiç sıkılmadan Hacca koşuyor, Kâbe'yi tavaf ediyor...
Kâbe mahzun...
Kur'an mustarip...
Şimdi, dini esir alıp iktidarı sürdürenler, millî değerlerin en kıymetlisi olan parlamentonun başında oturmuş, "laikliği anayasadan çıkarmalı" diyor...
Ne yaman bir çelişki.
Hâlbuki laiklik dini özgürleştiren tek sigorta... Laik ortamda din kendi amacına hizmet ediyor... Şeriat devletinde ise, iktidara hizmet ediyor... Laikliği ortadan kaldırdık mı, hepsi birer Muaviye olacak ve dini gerekçe göstererek yapmadıkları kötülük kalmayacak...
Nereden biliyoruz?
Şimdiye kadar yaptıklarından.
Yaptıkları yapacaklarının garantisi...