Erken seçim ihtimali var mı?
Son 15 yıldır 3-4 yıl sandıksız bir dönem geçirmemiş Türk halkı için "erken seçim" hiçbir zaman şaşırtıcı olmaz. Hatta beklenen bir şeydir. Ancak... Bu defa durum biraz farklı. Vaziyet kötü. Şartlar kimse için iyi değil. Hele iktidar partisi için oldukça tersten esen kuvvetli bir rüzgâr var.
Peki ne var bu ters rüzgârın içinde?
Ekonomi var. Hayat pahalılığı, yoksulluk ve işsizlik var.
Yıl başında devlet kalemlerine -gerçek enflasyon üzerinden- yapılacak zamlar ve -açıklanan rakamlar üzerinden- yapılacak diş kavuğunu doldurmayacak maaş zamları var.
Vatandaşın gitgide artan gelecek endişesi var.
Suriye meselesi var, çözüm bekleyen ama yakın zamanda çözülebilecek gibi durmayan.
Dış ilişkilerdeki yalnızlık, kötü bürokrasinin ağır yıkımı var.
Altından nasıl kalkılacağı büyük bir soru işareti olan borçlar var.
Yerel seçimlerle kırılan "yenilmezlik imajının" yerine geçen "zayıflayan parti/iktidar imajı" var.
İktidar, tüm bunları barındıran bu ters rüzgâra karşı koyup erken seçim kararı alırsa, bu rüzgâr onu koltuğundan uçurabilir. İşte 17 yıllık iktidar, ilk defa bu ters rüzgârın onu koltuğundan etmesinin korkusunu yaşıyor.
O yüzden kazanmayı bir nebze garantilemeden erken seçim kararı alması mümkün durmuyor.
Tabi "erken seçim" dendi mi akla ilk gelen isim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.
Sonuçta kendisinin 2002'de AKP'yi iktidara getiren, 2015'te AKP'ye kaybettiği koltukları yeniden kazandıran, 2018'de küçük ortağı olduğu AKP'nin iktidarını korumasını sağlayan üç meşhur erken seçim talebi var.
AKP ve MHP'nin ittifakının temeli ortak şu özelliklerine dayanıyor:
Her ikisi de koltuklarını korumak için her yola başvurabiliyorlar. Ülke batmış, sen-ben aç kalmışız, işsiz kalmışız pek önemli değil. Önemli tek bir şey var. O da "koltuk".
Ancak Bahçeli için bir süredir koruması gereken bir değil iki koltuk var: Biri kendi koltuğu, diğeri Erdoğan'ın koltuğu.
Gerek tek adam rejimine geçişte oynadığı rolde, gerekse AKP iktidarının sürmesine verdiği destekte gördük ki, kendisinin iktidar olmak gibi bir misyonu yok. Önemli olan AKP iktidarının sürmesi.
Vaziyet buyken, kendisi de "seçimler zamanında yapılmalıdır" dese de yeni partilerin sebep olabileceği dengelerdeki değişim Bahçeli'nin fikrini değiştirebilir. Söz konusu Bahçeli olduğunda çok net konuşmak mümkün değil.
Ancak ekonominin şu anı ve pek iyi durmayan geleceği, iktidarın mevcut durumunu daha da kötüye götürecek orası kesin.
Ekonomide iyileşme sağlanmadan seçime gidilmesi de zor. Ekonominin bugünkü durumunun en büyük nedeni ise, şüphesiz, tek adam rejimi.
Hukuk güvenliğinin dahi olmadığı bir ortamda ne yatırım olur ne de üretim.
Vaziyet buyken de erken seçim ihtimali en erken 2022'de ciddiyet kazanır.
Bu süreçte AKP'nin -ne olursa olsun- iktidarda kalmasını sağlayacak yenilikleri içeren anayasa değişiklikleri için veya Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen safsatanın yarattığı "kimseye yaramazlığı" iktidara yarar kılmak adına yapılacak referandumlar için sandığa gitmemiz gerekebilir. Ansızın referandum ihtimali bizde her zaman baki… Ama umalım ki, kendileri batarken, bizleri de aşağı çekmesinler…