‘Ergenekon’ ve insanlık
Demokrasinin birinci şartı söz hakkıdır; karşındakini dinlemektir. Şiddet olmadığı müddetçe isterse bağırsın, dinlemek zorundasın... AİHM kararları da böyledir. Yeter ki şiddete başvurmadan kendisini ifade etsin.
“Ergenekon” dedikleri garip davada, kendisini ifade edenler mahkûm edilmişlerdir.
Büyük Hukukçular Birliği Başkanı Av. Kemal Kerinçsiz’in, bir şiddetini, terör örgütü üyeliğini gösterebilir misiniz? Gösterirsiniz ama nasıl? İspat edebilir misiniz?
O en çok ses veren olduğu için ağırlaştırılmış müebbede mahkûm edildi. Daha önce yazdığım gibi, idam cezası kaldırılmasaydı, muhtemelen idam alacak ve muhtemelen Ak Parti yönetiminin bağlayıcı kararıyla Meclis’ten idam cezası geçecekti. Kerinçsiz gibi Veli Küçük de muhtemelen asılacaktı. Veli Küçük’ün avukat kızı, birçok açıklamalarında, veciz bir şekilde babasının vaziyetini ortaya koymuştur. İddianameye bakıyorsunuz Zeynep Hanım’ın açıklamalarıyla karşılaştırıyorsunuz, hiçbir bağlantı yok! Neden ölümüne ceza?!
Beni inandırın, terör örgütü mensuplarıdırlar, şiddet uygulamışlardır, cezaları budur, diye... Sizinle beraberim ve her yazımda “ETÖ” diye başlamaya hazırım; İnandıramadınız. Gerekçeli karar daha açıklanmadı, Yargıtay safhası başlamadı... Ceza alsalar dahi, hâlâ masumdurlar. Türkiye’de bazı kesimler, insanlığı öldürmüşlerdir. Bu satırları insanlığın ölmediğini göstermek için yazıyorum.
Kemal Kerinçsiz’in mektubunu üç gün sureyle yayınladım. Kerinçsiz, bir teşekkür mektubu gönderdi. Yine “insanlık” adına aynen veriyorum
“Yeniçağ gazetesindeki kıymetli köşenizde üç gün boyunca tarafınıza göndermiş olduğum mektubu yayınlayarak, neden sözde Ergenekon tertibi içerisine konduğumu ve başkanı olduğum derneğin faaliyetlerini özellikle gazete okuru Türk Milliyetçilerine aktarma imkânını verdiğinizden ötürü minnet dolu duygularımı bir kez daha iletmek isterim.
Sözde Ergenekon sürecine atılmış bir hukukçu olarak, 6 yıl boyunca yaşanan hukuk rezaletlerinin en yakın ve en canlı tanığı olarak, kazanda kaynatılmak istenen biri olarak, kitaplaştırma sureti ile gelecek nesillere aktarma ihtiyacını mecburiyet olarak görmekteyim. Bunun için artık tamamlanması gereken usulî prosedür olarak gördüğüm Yargıtay sürecinin neticelenmesini beklemekteyim. Yüksek Mahkeme; 90 yılı bulan içtihatlarını bir kenara bırakarak, hukukun katledildiği mahkeme kararını onadığı takdirde; ülkemizde yaşanan hukuk kuşatması nezdimde çok daha farklı anlam kazanacaktır.
Bulunduğum konum itibari ile ülkemizin geçtiği bu hukuksuzluk dönemini her yönü ile ortaya koyacak kaynak bolluğu içinde yaşadığımı da tahmin edebilirsiniz.
Siyasi düşüncelerimden ötürü tarafıma sıklıkla yapılan iftira ve karalamalara karşı verdiğim cevaplara önemli ölçüde kapalı olan yandaş medyaya karşılık olabilecek nitelikte mektubuma yer vermeniz, Türk Milletine kendimizi bir kez daha ifade etmemize imkân vermiştir.
Şahsıma ve derneğime, bünyesinde olmamdan gurur duyduğum Türk Milliyetçileri ile köşeniz vasıtası ile buluşma imkânı verdiğinizden ötürü bir kez daha teşekkür eder, sonsuz saygılarımı sunarım.”
Av.Kemal KERİNÇSİZ / Silivri 1 nolu cezaevi / B-9 Alt Koğuş