Erdoğanizm bitiyor..
TC. Anonim Şirketinde işler yolunda gitmiyor. Şirket yönetim kurulu karıştı. Holding yönetim kurulu başkanı tüm hisselerin sahibi olmak isteyince, başta genel müdür olmak üzere önemli departmanların yöneticileri kazan kaldırdı.
Normal değil mi?
“Hisselerin tümü” ne demek? Bütün rant yönetimi tek kişide toplanacak demek.
Bir başka söyleyişle akçelerin, kupon arazilerin, önemli ekonomik kaynakların dağıtımını tek kişi yapacak demektir. Başkanın izni alınmadan kuş uçmayacak, genel müdür dâhil kimse kendiliğinden iş yapamayacak demektir.
Kısacası tek adam yönetimi...
Ama önümüzde seçimler var.
Milletvekillerini kim belirleyecek?
Davutoğlu mu; esas başkan mı?
Al sana bilmece..
Eğer hükümet yetkilerini tümüyle kullanırsa ekonomik kaynakları da kendisi dağıtacak demektir. Hâlbuki Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde başta kupon araziler olmak üzere önemli ihalelerin, akçeli kararların verilmesi tamamen başbakanın iki dudağı arasına alınmıştı. Kimse başbakana sormadan mesela İstanbul’da taş üstüne taş koyamıyordu..
Şimdi Eski başbakan yetkilerini bir başkasına devretti ve bir zamanlar hep kendinin olacağını sandığı rant dağıtımını Davutoğlu’na bırakmış oldu.
Başka?
Aynı zamanda seçimin kazanılmasında önemli olan devlet kesesinden halka yapılan rantın da el değiştirmesi demek bu. Böylece seçimi kazandıran üleşme gücü de başkasına geçmiş oluyor.
Bu durunda ne yapılması gerekir?
Eski gücü her zaman elde tutmak için parlamenter sistemin kaldırıp başkanlık sistemini getirmek gerekir. Bu gelinceye kadar da tıpkı eskiden olduğu gibi yapıp, hükümetin elini kolunu bağlayıp, doğrudan tek karar alıcı olarak saraya, bilgi verilmesi ve sarayın yine eskiden olduğu gibi talimatlarıyla işlerin yürütülmesi gerekir.
Hükümet bunu yapmaz da anayasadan doğan kendi gücünü kullanmaya kalkarsa?
Aynen şimdi içinde bulunduğumuz durum yaşanır. Hükümetle Saray arasında kriz çıkar.
AKP’nin varlık nedeni ve en temel özelliği ekonomik kaynakların dağıtımına ilişkin geliştirdiği uygulamalardır. Önemli bir rant dağıtım sistemi geliştirdiği kimsenin bilmediği şey değildir. Türkiye’de Erdoğanizmin doğmasında da bu rant dağıtımı büyük önem taşımaktadır. Mesela devlet kadrolarının el altından KPSS sınavlarında alınan puanlara bakılmaksızın 200 binden fazla kişinin kamu kurumlarında işe alınması, tarımı destekleme adı altında arazi başına yapılan parasal ödemeler, kupon arazilerin kimlere satılacağına dair verilen kararlar hep üleştirme kültürünün ve eş değer olarak rantın dağıtımıdır.
Ancak Erdoğanizm bitiyor..
Çok büyük ölçüde inandırıcılığını da güveni de kayıp etti.
Herkes kesin olarak biliyor ki, tek adam, yeri geldiğinde kendi adamlarını bile vatan hainliği ile suçlayabiliyor. Faiz lobisinin adamları olarak ilan edebiliyor. Yıllardır “başarım” dediği, sözde barış sürecini kendisiyle ilgisi yokmuş gibi sunabiliyor. Gezi olayları sırasında “Başörtülü bacıma hakaret ettiler” diye bağıra bağıra anlattıklarının hiç de öyle olmadığı akıl sahipleri öğrendi artık. Orduya kumpasın gerçekliğini bizzat itiraf ettiler. Seçim meydanlarında haşa kendisini Allah yerine koyan “rahmetimiz gazabımızı aşacaktır” gibi sapkın sözlerinin farkında. Artık herkes saraydakinin her şeyi halk için değil kendisi için istediğini biliyor.