Erdoğan’ın dördüncü adaylığı
Bu köşede defalarca yazdığım ve uyardığım hususa dair tartışma, erken patlak verdi ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığına dair bir açıklama yaptı. Gazete manşetlerine taşınan tabiriyle, “Erdoğan’ın adaylığına açık çek verdi”.
Erken seçim istediği, demokratik bir talep peki ama Erdoğan’ın dördüncü defa adaylığını baştan kabul etmek, siyaseten ve hukuken doğru bir hamle mi?
Kaynağını anayasadan almayan, anayasanın özüne aykırı siyasi düellolarının bedelini halk ödeyecektir. Bu tarz düellolardan itinayla kaçınmak yerine, düelloyu başlatan bir muhalefet, iktidardan daha fazla halka zarar verir.
Erdoğan’ın adaylığı
Daha önce defalarca yazdım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kazandığı son cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adaylığı, zaten Anayasa’ya aykırıydı. Buna rağmen, muhalefet partilerinin yetersiz muhalefeti nedeni başta olmak üzere, YSK kararıyla adaylığı onaylandı.
Muhalefetin yetersiz muhalefetinin nedeni, “Erdoğan’ı sandıkta yenmeliyiz”, “Güçsüz gözükmemeliyiz” düşüncesiydi. Bu yüzden, adaylığa son ana kadar sesini çıkarmadı, sonunda yetersiz bir itirazda bulundu ve neticede fazla özgüvenle girdiği seçimleri kaybetti. Erdoğan, üçüncü kez aday olduğu seçimleri kazandı.
Dolayısıyla YSK’nın hukuki dayanağı bulunmayan kararının yarattığı sonuca göre, Erdoğan’ın yeniden (dördüncü) adaylığının tek yolu, meclisin erken seçim kararı alması.
İşte Özel de bu nedenle erken seçim çağrısını şu ifadelerle yapıyor:
“360 rakamını yakalayabilmeleri için de bizim kendilerine bir cümlemiz var. Tam ortasında yani bu tartışmalı beş yılın yarısı sizden, yarısı bizden, tam ortasında. İki buçukuncu yılda gelip erken seçim kararı alıyorsanız biz varız. Seçimleri yenileyelim. Sonrasında bir daha gelip kapımızı çalmayın. Yani Erdoğan'ın yeniden aday olma iddiası varsa son tarih 2025 Kasım’dır."
İktidarın başarısızlığı her alandaki göstergelerde oldukça açık. Ancak muhalefetin başarılı olmasının yolu, başarılı olacağına dair halkı ikna edebilmesi. Yerel seçimlerde kazanılan başarının genel seçimlere yansıyacağı garanti değil.
Erken seçim talep edilen tarihe henüz bir sene varken, Erdoğan’a adaylık çağrısı yapmaya gerek var mı? Erken seçim için iktidarın desteğini almaya çalışmadan önce, halkın desteğini arttırmak gerekmez mi?
Erken seçim
Şunu da belirtmeliyim, erken seçim, elbette ki, cumhurbaşkanının halka karşı sorumluluğunu başlatacak olan demokratik bir taleptir. Ekonominin ve diğer pek çok alanın kötü gidişat gösterdiği günlerde, iktidara karşı, muhalefetin elindeki kozdur. Bu tartışma, bu siyasi tehdit, makuldür.
Ancak Anayasa’ya aykırı olarak veya Anayasa’nın etrafından dolanılarak AKP Genel Başkanı Erdoğan’ı yeniden aday yaptırmaya yönelik tavırlar, ülke geleceğiyle oynanan bir kumardır.
Ayrıca zaman zaman muhalefetin kendi içerisinde de adayının kim olacağını belirlemeye dair tartışmaları, İmamoğlu, Yavaş ve Özel üzerinden yürütülen tahminler ve değerlendirmeler için henüz vakit oldukça erken. Bu tartışmalar, söz konusu isimleri yıpratmakla kalmıyor, muhalefetin de ülkenin gerçek gündemini dert etmek yerine koltuk peşinde görünmesine yol açıyor.
Bugün gelinen noktada, yerel seçimlerde önemli bir başarı elde eden CHP, suni gündemlerle fazla muhatap olduğu için, zaten o başarıyla kazandığı gündemi belirtleme niteliğini de kaybetmiş görünüyor.
Yalnız CHP için değil, tüm muhalefet partileri için şunu söylemeliyim: Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair adaylık tartışmalarından önce, Mayıs 2023'ten sonra seçmenlerinin kaçının Erdoğan'a destek vermekten vazgeçtiğine bakmak, seçmeni değişimin daha iyi olacağına inandırmaya odaklanmak gerekiyor.